15 Nisan 2011

Sahte ballar "KANSEROJEN"

Sahte ballar "KANSEROJEN"


Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı, bir rapor hazırlayarak bal üretimindeki sahtekârlıkları anlattı.

'Baldaki Sorunlar' başlıklı raporda;

petekli bal üretimi için kolonilere balmumundan yapılmış olması gereken plakalar takılması gerektiğine dikkat çekildi. Bu plakaları daha ucuza üretebilmek için bazı imalathanelerde balmumuna yüzde 10-15 oranında petrol ürünü mum karıştırıldığı belirtilen raporda, "Petrol ürünü mum kanserojendir" denildi.
Sorunun çözümü için etkin kalite kontrol yöntemlerinin yapılması gerektiği vurgulanan raporda yer alan bazı tağşişler (içine olmaması gereken şeyler katılmış) ve kirlilikler şöyle sıralandı:


Arı görmemiş bal: Fabrikalarda mısırdan üretilen ticari glikozun içine bir miktar polen, renklendiriciler ve esanslar katılarak 'bal' diye etiketlenip satılıyor. Bu tür bal piyasada oldukça yaygın. Bal standardı ve kodeksi balda glikozu yasaklamakta. Klasik şeker laboratuvarları bu analizi kolayca yapıyor. Bu ballar genelde gözden ırak bodrum katlarında üretildiğinden aracılar arasında 'Bodrum balı' diye adlandırılıyor.


Şeker balı: Arıcılar kolonilerinden daha çok üretim alabilmek için bal üretim mevsimlerinde kocanlara sakkaroz (şeker şurubu) veya glikoz veriyor. Arılar bu şurubu emip sindirim sisitemlerinden gereçirerek petek gözlerine doldurur. Teknik olarak arı ürünüdür ama gerçek bal değildir.
Şurup arının midesinden geçtiğinden klasik şeker laboratuvarları bu tağşişi saptayamıyor. Şekerli beslenmeden dolayı, ihraç edilen balların yurtdışından geri dönmesi sonucu Ege İhracatçılar Birliği' nin kurduğu laboratuvarda bu test yapılabiliyor. Bu laboratuvarda sadece ihraç edilen ürünler tahlilden geçiyor. Bu analizler korbon-13 testi yapabilen cihazlarla yapılıyor. TÜBİTAK-MAM'da bu analizleri yapmak mümkün. Şekerle beslenmeyle üretilen ballarda ticari sakkaroz miktarı yüzde 50'lerin üzerinde.


Karışık bal: Süzme balın içine bazen yüzde 90'lara varan oranda glikoz karıştırılarak 'doğal bal' veya 'saf bal' diye satılıyor. Doğal balın fiyatı yüksek olduğundan, fiyatının onda biri oranındaki glikozla maliyet düşürülerek karışım yapılıyor. Bu balların hepsi saf, yayla, doğal bal diye etiketlenerek satılıyor. Bal standardı ve kodeksi balda ticari glikozu kabul etmiyor. Bu karışım klasik şeker laboratuvarlarında saptanabiliyor.
TEMA'nın raporunda yer alan kanserojen ballar ise şöyle:


Petekli ballar: Türkiye'de petekli bal üretimi için kolonilere balmumundan yapılmış olması gereken plakalar takılıyor. Bu plakaları daha ucuza üretebilmek için bazı imalathanelerde balmumuna yüzde 10-25 oranında petrol ürünü mum karıştırılıyor. Bu nedenle birçok ülkede petekli bal tüketimi yasaklanmış durumda. Petrol ürünü parafin balmumuna karıştıktan sonra rafine edilip, temizlenemiyor. Bu bulaşıklık tüm imalathanelere geçiyor ve saf balmumu bulunamıyor. Saf balmumuna karıştırılan petrol ürünü mumun kanserojen olduğu biliniyor.


Naftalinli ballar: Son yıllarda yurtdışından gönderilmesinin en büyük nedeni naftalin kalıntısı bulunması. Naftalini, arıcılar, kovanlarındaki mum güvesi zararlısına karşı kullanıyor. Naftalinin uçucu ve balmumu tarafından emilme özelliğinin bulunması nedeniyle kolayca bala geçebiliyor.
Naftalin petrol ürünü olup, kanserojenlik sıralamasında dünyadaki en önemli 10 maddeden biridir. İç piyasadaki ballarda naftalin kalıntı analizi yapılmıyor. Bu analiz genelde illerdeki pestisit laboratuvarlarında yapılabiliyor.

TEMA raporu

İBRAHİM GÜNEL



EvcioğluHaber-15.04.2011-Cuma

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Her şeyin sahtesini yapanlar iyice yayılmışken geçenlerde sahte bal satan birini duydum. Açıkta ürün satmak aynı zamanda markasız satmak demek. He bir de vergi kaçırmak...
Sahte balı anlamak adına bakmakla olmuyor maalesef. Analiz etmek gerekir. Bu yüzden bilmediğiniz markayı almayın derim ben!

Seçim Duran dedi ki...

Merhaba adsız yorum bırakan arkadaş. Evet sizinde belirttiğiniz gibi, sahtelik sadece balda değilki.. İnsanların bile sahtesi ortalıkta dolaşıyorken, balın sahtesine ne demeli. Gıdalar hormonlu. Dışarı ülkelerin geri gonderdiğini iç piyasada biz satıyuorlar. Ekmeğimizin bile yağını çıkartıp alıyorlar. Sahtekarlık diz boyu.
Bu tür ballara "ARI GÖRMEYEN BAL" deniyormuş. Arınında görmediği bal olurmu? Oluyormuş işte.!

Ancak şunu söyleyebilirim.. Derlerya "Halklar layık olduğu yönetimlerle yönetilirler" bizler buna layıkız demekki..
Hoşcakalın

Seçim Duran