ŞİİR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞİİR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mayıs 2012

YORGUNUM SEVGİLİ




YORGUNUM SEVGİLİ
Yorgun dere,yanlız sümbül (Aktaş)

Kanat çırpışıydı yürek,
Kırlangıç döngüsünde, yaşam.
Gözü pek, kavgadan geri durmaz iken,
Yaşam mücadelesine yenildim..
Durgun akan sular dinginliğinde,
Yorgunum artık.
Çok yorgunum..
*
Kalkmıyor göz kapaklarım,
Yorgun kollarım.
Ellerim varmıyor bir şeye,
Uzansa da;
Bir lokma ekmeğe, bir bardak suya;
Temelli açlıktan ölmemek için!
*
Ha! Umutsuz da değilim hani;
Sana karşı, yaşam
Yaşamdan yana ne varsa, yüreğimde.
işte o henüz yorulmadı.
Yüreğim de ellerim gibi;
Göz kapaklarıma benzerse!
İşte en kötüsü...
Sevgilerden yana değil ama;
Yenik düşerse egemenlere,
Yiğitlik bu.
Vurulsa da yüreğinden.
Kanarsa hançer yarası;
Gelincik açmış, sanırlar bir gün.
Renk verir,güzel kızlara umut,
Aşıklara hüzün şerbeti.
Umut olur, gelir göze..
*
Eğer düşerse, yüreğim
Kırılır kolum, kanadım
Düşer toprağa, bedenim..
Yazarlar adımı sensiz, soğuk mezar taşına.!
Olmasa da odunu, sobası.
Isınmama yeter aşkın ateşi.!
Tüter başımda duman..
*
Bilinmez korkutur belki,
Seni biliyorum; yüreğim kadar.
Sanki; elim, kolum gibi.
Ama,gidiyorum artık.!
Artık,yol alırken yanlızlık kervanı;
Yol, uzun olmuş, kısa olmuş ne çıkar.
Eğer bindimse beyaz atlara,
Rüzgar eker, fırtına biçerim artık,
Eser yaban ellerde, ellerde..
Bulutlansa da göz yaşların,
Geçti gayri, hayat vermez gidene.
Versen de ömrünü,
Gayri yetmez, ömrün ömrüme.
Yorgunum Sevgili..


Haydar ATA
04.07.2011/ Pazartesi 14:00


7 Temmuz 2010

Ozan Mahmut ERDALı Kaybettik.


Ozan Mahmut ERDALı Kaybettik.
resim

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Halk Müziğimizin önemli isimlerinden Ozan Mahmut ERDAL'ı Kaybettik. Işıklar içinde, Türkü tınılarıyla yatsın...

ÖLÜR İSE TEN ÖLÜR,CANLAR ÖLESİ DEĞİL…

Öncelikle Erdal Ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyor, acılarınızı paylaşıyoruz.


Cenazesi yarın saat 13:00'da Yenibosna Cemevinde düzenlenecek törenle Sivas Çamşıh ilçesine uğurlanacak ve sivas'ta toprağa verilecektir.


PSAKD Genel Yönetim Kurulu


Mahmut ERDAL kimdir?

1938'de Şahin köyünde doğmuştur. Mustafa ve İsmihan'ın oğludur. Annesi "İso Ana", babası da yıldız ilmi ile meşgul olduğu için çevrede "Kambur Hoca", olarak tanınmıştır. Mahmut ailenin Tamey ve Zöhre'den sonra üçüncü çocuğudur. Çocukluğu sefaletle geçmiştir. On beş yaşında halası Fitoz'un kızı Şirin'le evlenmiş; bu evlilikten dört çocuğu olmuştur. Askerlik hizmetini Erzincan'ın Tercan ilçesinde yapmıştır.

İlkokulda iken saza heves etmiş olan Mahmud'un ilk sazı, Sincanlı Ağa Dayı'nın yaptığı sazdır. Saz çalmada, Battal Karababa, Ali Metin ve İsmail Ağa'nın büyük yardımlarını görmüştür. 1955'te Ankara'ya gelip Muzaffer Sarısözen'le tanışmış ve onun yönettiği Yurttan Sesler programına katılma imkânı bulmuştur. Her hafta Şemsi Belli'nin "Adım Adım Anadolu" isimli programına katılmış; orada Çamşıhı türküleri söylemiştir. Bu dönemde Âşık Veysel, Ali İzzet Özkan ve Âşık Hüseyin'le tanışmış, onların takdirlerini almıştır. 1958'de Divriği Madenlerinde işe başlamış, burada iki yıl kadar çalışmıştır. 1963'te Ankara'ya taşınmış, Ankara'da plaklar doldurmuştur. 1965'ta Ankara Radyoevine girmiştir. Pek çok plak yapmıştır. Gerek Anadolu'da gerekse yurt dışında pek çok konser vermiştir. Sonra, bir plak evi açmış, bir süre sonra radyoevinden ayrılarak plak işi ile ilgilenmeye başlamıştır. 1975 yılında bir hadiseye kızdığından dolayı mesleğinin zirvesindeyken saz çalmayı bırakmış ve 25 sene saz çalmamıştır. 1980'li yıllarda İstanbul'a göçmüş, orada ticaretle uğraşmıştır. 1993 yılında tekrar saza söze dönmüştür. İstanbul'da Âşık Zevraki ile karşılaşmasından sonra, sanat yolunda yeni arayışlar içinde olmuştur.

Genellikle sosyal yaralar ve buna bağlı olarak öğüt niteliğinde şiirler yazmıştır. Şiirlerinde mahlas olarak adını ve soyadını birlikte kullanmıştır. Çamşıhı yöresi ezgilerinin yayılmasında büyük oranda rolü olmuştur. Flash TV'de âşıklarla ve türkülerle ilgili olarak haftalık program yapmıştır.
Sanat dönemi iki cephede ele alınabilir: Yirmi beş yaşına kadar olan ilk dönem, elli beş yaşından sonraki ikinci dönem.
Birinci dönemde daha ziyade aşk ve sevgi konularında şiir yazmıştır. İkinci dönemde ise Alevi düşüncesini, laikliği ve sosyal yaraları yansıtan şiirler ortaya koymuştur.

Toplam olarak 52 adet 45'lik plak,
on beşten fazla kaset çıkarmıştır.
Okuduğu türküler içinde kendi parçalarının yanı sıra Âşık Ali Ertekin'in şiirlerine ağırlık vermiştir.
Halk müziği repertuarına pek çok türkü kazandırmıştır. Yine Dertli Dertli İniliyorsun (1995).
Bir Ozanın Kaleminden (1999) adlarında iki kitabını yayımladı.*

http://www.pirsultan.net/

23 Mayıs 2010

'Sürgünü unutmadık unutmayacağız'


'Sürgünü unutmadık unutmayacağız'





23 Mayıs 2010

K.ÖZDEŞ/BİRGÜN

Yas günü olarak kabul edilen 21 Mayıs 1864 sürgününün yıldönümünde Beşiktaş'ta toplanan Çerkesler, burada bir anma gerçekleştirdi.
"Son sözü hep direnenler söyler" sloganıyla, hüzün ve isyan duygusunun hâkim olduğu anmada, denize çiçekler bırakıldı, şiirler ve ağıtlar okundu.
Tiyatro sanatçısı Celil Yağız'ın sunduğu ve şiirler okuduğu anmada, sanatçı Hava Karadaş ağıt ve şarkılarıyla yer aldı. Her yaştan yüzlerce kişinin katıldığı anmada gençlerin çoğunlukta olması dikkat çekti.
Bu yılki anmada "Kafkasya'yı rekabet ve çekişme alanı haline getiren emperyalistler, Kafkasya’dan elinizi çekin! Kafkasya'yı dini yayılma ve mücadele alanı olarak görenlere söylüyoruz, bizi rahat bırakın! Çerkesler, kendi inanış ve yaşam tarzlarını kendileri özgürce belirlemek istiyor" denildi. Türkiye'de de Çerkeslerin demokratik haklarını yeterince kullanamadıklarına dikkat çekilen açıklamada, Çerkeslerin demokratik talepleri önündeki engellerin bir an önce kaldırılması gerektiği belirtildi.


'TARİHLE BARIŞMAK İSTERİZ'
Çerkesler, Kafkasya'da yaşanan emperyalist çekişme ve soykırımın nedenlerini şiirleştirerek şöyle dedi: "Biz halkız.
Biz sürgünde bir halkız
Biz halkız.
Savaş da bizim içindi, sürgünde.
Kiminin toprağımızda gözü vardı.
Çar hükmetti: GİDİN!..
Kiminin insanımızda sözü vardı.
Sultan Lütfetti:GELİN!..
Kiminin stratejik hesabı vardı.
Kraliçe vazgeçti: ÇEKİLİN!.."

Anmada her yıl olduğu gibi yine soykırımın tanınması talebi dile getirildi.
"Sürgünü unutma unutturma", "Sürgünü unutmadık unutmayacağız" sloganları atıldı. Anma, "Artık tarihle barışmak isteriz. Geçmişi unutmadan geleceğe bakmak isteriz. Artık şarkılarımızı ve düşlerimizi geri isteriz" sözleriyle denize çelenk bırakılarak bitirildi.

http://www.birgun.net/

14 Şubat 2010

SEVENLERE DOĞADAN ÇİÇEKLER

SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Hayatı sevgi olanlara!


"........
Gençtik,İkimizde ürkek,
Sevdamız, sevgisiz kalplere inat.
Ceylan gözlerinde umut..
Mahmur bakışın..
Salınıp yürürken,ellerin elimde.
Yollar ıslanır,yağmurlar yağar,
Ben ıslanırdım,
Sen sarılırdın...

....................."
Yaşarken, Ölümüm Senin İçin!
Şiirinden.
Sevgilerimle
H.ATA

Fotoğraf ;H.ATA

































6 Şubat 2010

HERŞEY SENDE GİZLİ "CAN YÜCEL"

HERŞEY SENDE GİZLİ

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin; bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...


CAN YÜCEL