BAŞLARKEN... 13 Mayıs 2009 OZAN BİLİR/ Birgün Gazetesi
| DEVLET tarafından yıllar boyu yok sayılan, görmezlikten gelinen, baskı ve katliamlara maruz kalan kesimlerin başında geliyor Aleviler. Fakat son yıllarda Aleviler tüm bu baskı ve şiddete rağmen taleplerini daha bir gür sesle dillendiriyor. Artık eskisi gibi Alevi sözcüğü yasak değil, devlet ricalinin katıldığı cem törenleri bile yapılabiliyor. Fakat Alevilerin sorunları çözülmüş değil. 2008 yılı Alevi sorununun en fazla tartışıldığı yıl oldu. Hükümet, Alevi Açılımı başlattı. Alevilerin büyük bir bölümü, kendi taleplerinin dikkate alınmadığı ve dolayısıyla samimiyetten uzak olduğu nedeniyle açılıma eleştirel yaklaştı. 9 Kasım 2008’de Alevi Bektaşi Federasyonu’nun öncülüğünde yüz bine yakın Alevi “Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı Büyük Alevi Yürüyüşü” düzenledi. Talepleri ise Zorunlu din derslerinin kaldırılması, Diyanet’in lağvedilmesi, Cemevlerinin yasal statüye kavuşması ve Madımak Oteli’nin müze olmasıydı. Geçen yıl yoğun olarak yaşanan tartışmalar 2009’da da gündemdeki sıcaklığını koruyor. Hükümet yerel seçimler sonrasına ertelediği açılıma, seçimlerin ardından hız verdi. Önümüzdeki günlerde “Alevi Çalıştayı” düzenlenecek. Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan ile hükümetin ders kitaplarında okutulacak Aleviliğin yazılması konusunda mutabakata vardıkları da ortaya çıktı. Tayyip Erdoğan- İzzettin Doğan’ın Dolmabahçe görüşmesinde konunun ayrıntılarıyla görüşüldüğü bildiriliyor. Alevi örgütü temsilcilerin büyük bir bölümü, kendi Alevilik anlayışlarını içermeyeceği için ders kitaplarının tek bir Alevi örgütü tarafından yazılmasına tepkili. Bütün bunları, farklı kesimlerden Alevi kanaat önderleri, Alevi kurumları olan federasyonların yöneticileri, vakıf başkanları, yazarlar ve araştırmacılarla değerlendirdik. Tartışmaların odağında yer alan Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan ve AKP İstanbul Milletvekili, aynı zamanda Alevi Açılımı’nın mimarı olarak gösterilen Reha Çamuroğlu, “Programlarının yoğunluğunu gerekçe göstererek” yazı dizisine katılmayacaklarını açıkladı. “Aleviler Aleviliği tanımlıyor” yazı dizisinin nihai hedefi ise, Aleviliğin temel kurallarından olan demokrasi ve çokseslilik içinde kendi ağızlarından kendilerini anlatmalarına olanak vermek. Yani Başbakan Erdoğan’ın “resmi Alevilik tanımı” yaptırma çabasının karşısında, sözü Alevilere bırakarak, Alevilerin kendilerini anlatmasını istedik. Bugün Alevilik anlayışının iki farklı yorumunu veriyoruz. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve Dünya Ehli Bey-t Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun’un görüşlerine yer alıyor. Devamı; -1 - 2- 3- 4- 5- 6-7- |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder