EvcioğluHaber- Bir kara tarih daha kapandı.. Ulucanlar Ceza ve Tutukevi "UTANÇ MÜZESİ" oldu.. Ulucanlar Cezaevi'nin deposunda saklanan darağacı; Kapatıldıktan sonra Altındağ Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen Ulucanlar (Ankara Merkez Kapalı) Cezaevi'nin deposundan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Erdal Eren, Necdet Adalı gibi isimlerin idamlarında kullanıldığı iddia edilen darağacı çıktı. Hürriyet gazetesinin haberine göre; Ulucanlar Cezaevi, 81 yıllık faaliyet süresi içinde İskilipli Atıf Hoca, Deniz Gezmiş, Necdet Adalı, Hüseyin İnan,Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdal Eren'inde bulunduğu 19 kişinin idam edilmesiyle, işkencelerle hafızalardaki yerini aldı. Altındağ Belediyesi, çoğu kişinin hatırlamak dahi istemediği bu mekanı, aslına uygun olarak dizayn ederek “hoparlörlerinden çığlık seslerinin” duyulduğu, koğuşlarda balmumundan mahkumların bulunduğu, o günlere yaşamak isteyenlere bir süre için de olsa “mahkumluğu yaşatacak” tecrit odalarının yer aldığı müzeye dönüştürdü. Aslına uygun şekilde düzenlenen cezaevi koğuşlarına ve tecrit odalarına balmumundan yapılan 22 mahkum heykeli yerleştirilirken, müzenin koridorlardaki hoparlörlerinden tecrit odalarındaki işkenceleri yansıtan çığlık sesleri yankılanıyor. Cezaevi avlusundaki mahkumların dilek ağacının dallarına ise bir dönem Ulucanlar'da tutuklu kalan Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet Ran, Muhsin Yazıcıoğlu, Osman Bölükbaşı, Osman Yüksel Sedengeçti, Bülent Ecevit, Fakir Baykurt, Hüseyin Cahit Yalçın, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Ali Bülent Orkan, Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Cevat Şakir Kabağaçlı, Yılmaz Güney, Necdet Adalı, Erdal Eren'e kadar bir çok ismin fotoğrafları asıldı. Ziyaret edenleri özellikle idamların, işkencelerin yaşandığı dönemlere götüren türkülerin yankılandığı müzede, Muhsin Yazıcıoğlu'nun seccadesi ve süveteri, Hüseyin İnan'ın idamdan sonra üzerinden çıkarılan fanilası, Deniz Gezmiş'in sigarası, ders notları gibi kişisel eşyaları da sergileniyor. Ankara'nın Altındağ ilçesinin Ulucanlar semtinde bulunan, “Cebeci Tevkifhanesi, Cebeci Umumi Hapishanesi, Cebeci Sivil Cezaevi, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi ve son olarak Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi” olarak adlandırılan cezaevi, kurulduğu 1925 yılından kapatıldığı 2006'ya kadar Türk demokrasi tarihine ve pek çok önemli döneme şahit oldu. 81 yıllık süreçte gazetecilerin, yazarların, politikacıların, aydınların yaşamlarına, hikayelerine, idamlarına, isyanlar ve isyanların bastırıldığı operasyonlara tanıklık eden Ulucanlar, Altındağ Belediyesi tarafından meşakkatli bir sürecin ardından”Ulucanlar Cezaevi Müzesi Kültür ve Sanat Merkezi” yapıldı. Haber / Yorum Ülkemiz, askeri darbelerle topluma giydirilen deli gömleği giymekten çok çekti.. Kesintiye uğratılan demokratik yaşam, toplumsal gelişmeyi engellediği gibi; eğitim bilimsellikten uzak tamamen zamanı geçmiş ezber bilgilere dayalı olmaktan, üniversiteler özgür lüklerini kayıp ettiler.. Yeni gelişmelere ayak uydurmak bir yana; bir daha hiç eskisi gibi dahi olmadı.. Aydınlar, yazarlar, öğretim üyeleri ve yetişmiş tüm beyinler içeri atılarak, ya işkencelerde veya sokak ortasında faili meçhul katliamlarda öldürüldü.. Darbeler ülkemizin kaderi olmaktan çıkamadığı gibi; aklına esen bu gidişatı beğenmiyorum deyip parlementer sistemi değiştirdi.. Anayasa ortadan kaldırmak suçtu..Özellikle Uluslararası Hukuka göre de suçtu.. Yaptıkları.. Ama; henüz yaptıklarının hesabını vermediler.. Darbeciler..! 60 İhtilali, 12 mart muhturası ve 12 Eylül cuntası gibi kendi insanını cendereye çeken zulüm eden, "asmayıp da besleyelim mi" diyen darbeci generallerin sadist duygularını tatmin ettiği akılalmız işkence ve tecavüzlerin yaşandığı günlerdi.. Ne adına yapıldı? Demokrasi getirmek için...! Demokrasiyi ortadan kaldırarak..! Bu gün ülkemiz gelişememişse? geri kalmış ise; bunun baş sorumluları, Darbecilerdir.. Tüm dünya darbecilerini yargıladı... Umuyorum ki; ülkemizde bunu başaracak ve çocuklarına yaşatılan insanlık dışı işkencelerin ve zulmün hesabını soracak.. Artık; cezaevleri inşa eden / yapan bir ülke değil; eğitim kurumları yapan ve bilim adamlarının yetiştiği ve aydın ve yazarlarına değer verilen, yaşanacak bir ülke olma yolunda atılan bir adım olması dileği ile... Ulucanlar Cezaevi "Utanç Müzesi " oldu.. Umuyorum. darbecilerde kendilerinden utanır.. |
28 Aralık 2010
Ulucanlar Ceza ve Tutukevi; 12 Eylül Utanç Müzesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder