4 Ağustos 2010

O GÜN RUHLAR BEDENLERİNE KÜSTÜ


O GÜN RUHLAR BEDENLERİNE KÜSTÜ
Turan ESER Tarih : 25.06.2010

Öğretmenler öğrencilerini getirsin Madımak Utanç Müzesi’ne “Çocuklar dersimiz insanlık ve utanç” diyerek. Kül haline dönmüş, 39 numaralı yanık ayakabının sahibini merak etsinler. Yanık sazın üstüne sinmiş ozanın ten kokusunu hissettirsin çocuklara.


ERTELENMESİN YÜZLEŞME

*****************

Yüzleşmeden ve utanarak yaşamanın ardından tam 6363 gün geçti.

Madımak katliamı yüzleşmek istiyor. Bedenlerine küsmüş ruhları buluşturmak, umursamaz vicdanları titretmek için. İnsanlık Anadoladan vedalaşmasın diye..Bu topraklar Mevlanayı, Hacı Bektaşi Veliyi, Nesimiyi, Pir Sultan Abdalı ve daha nicelerinin insanlık yoluna çerağ olduğuna tanık oldu. Yıl 2010 ve ruh bedene küsmesin...İnsanlık terketmesin bu toprakları..

Madımak katliamında, aklımıza ve yolumuza ÇERAĞ olan 35 canla birlikte çok şey kaybettik.

17 yıl sonra vicdan, Yunus’laşır ve der ki; “gelin tanış olalım”.

İnşa edelim yeniden kardeşliği, müzeye dönüştürelim Madımak otelini.

Şimdi vicdanları aklama zamanı.

Çocuklarını kaybetmiş ruhlara, çocuklarını bahşedelim.

Şimdi ruhumuzu temizlemenin zamanı.

Suç ortaklığının unutulmaz acısını, bunca yıl taşıyan bedene el uzatalım.

Bedeniyle kavgalı ruhu şimdi barıştıralım.

Çünkü Madımak mutsuz ve ruhsuz.

Madımak ruhuyla buluşsun. 35 Fidan dikelim etrafına, 35 resim, 35 hayat, 35 kardeşlik hikayesi…

Müzeleşsin otel, korkmasın bakan göz, insanlığın utancıyla yüzleşmesinden.

Yüzleşsin vicdanlar, ruhumuzu karartan karanlıkla.

Zehirli sis dumanlarının çöktüğü odalarda tükenen nefesleri hissetsin yürekler.

Dolaşsın insanlar müzenin her bir odasını, kendisini Metin Altıok sanarak, Nesimi Çimen’i hissederek. Koray gibi tebessüm ederek.

Öğretmenler öğrencilerini getirsin bu Madımak Utanç Müzesi’ne, “Çocuklar dersimiz insanlık ve utanç” diyerek. Kül haline dönmüş, 39 numaralı yanık ayakabının sahibini merak etsinler.

Yanık sazın üstüne sinmiş ozanın ten kokusunu hissettirsin çocuklara.

Hollandalı Carina Thuijs’ın yarım kalan ‘Türk kadınları’ tezini okusunlar, yanık raflar arasında.

Özellikle 1993 yılında Yavuz Sultan Selim İlköğretim Okulu adıyla Sivas’ta açılan okulun öğrencilerini gezdirelim ilk kez bu müzede.

Alevi çocuklarının her gün atalarının katleden bir padişahın adının verildiği okulda, Alevi olmanın katli vaciplerin adresinde olduğunu öğrensin tarih derslerinde.

40 bin Alevi Kızılbaşı katleden bir Yavuz Sultan Selim’in adının, Madımak katliamının da ne anlama geldiğini öğrensin, zihni teslim alınmış çocuklarımız.

Şimdi bu korkunç dünden ders alma zamanı.

Bugün çocuklara örnek olma zamanı, barışın gündelik hayatımızın bir paçası haline getirme zamanı.

Bir Cuma günü, her bir gözün bakışları altında işlenen kültür ve insan katliamına ve utancına karşı, şimdi Türkiye Sivas, Sivas Türkiye içinde bir vücut olsun, 17 yıl sonra yine bir Cuma günü, Madımak Utanç Müzesi olsun..

Temmuz 2010'da, katliamının on yedinci yıldönümünde, ‘Madımak trajedisini’ insanlık tarihinin sonsuzluğuna kadar “izleyin, düşünün, ibret alın, ders çıkarın” mesajı asılsın, müzenin kapısına.

Bugün Türkiye’nin vicdanı sessiz kalmasın Madımak vahşeti karşısında..

Çünkü güvenimiz köreliyor, vicdanın sessizliği sürdükçe, karabulutların ardındaki kara tarihe.

O gün ruh bedenine küstü.. Şimdi o ruhu bedeniyle buluşturma zamanı..

İşte bu nedenle Aleviler diyor ki, “Kara tarihin, kara tahtasını silmek için, kara tahtanın üstündeki önce okumak ve sonra yazmak lazım.”

Bugün 2 Temmuz 2010 güneş şimdi yiğitliğini göstersin, kovsun karabulutları ülkemizin üzerinden. Şimdi idrak edelim. 35 candan çalınmış ömrü uzatmak için..

17 yıldır aklını kaybetmiş adaletin, aklıyla buluşmasına imkan verelim.

İstismardan ve korkudan uzak bir alanda buluşmak için..

Madımak Oteli Müze olsun, Girişine bir “ayna” koyalım..

Ertelemeden yüzleşmek için....
Sadece vicdani değil, hukuksal zeminde adaleti sağlamak için.



http://www.alevigundem.com/haberdetay.asp?ID=1659

Hiç yorum yok: