baba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
baba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2011

Baba başım dertte.!

Baba başım dertte.!

"........Babasından, canını sıkan bir konuda yardım istedi..
Çocuk - Baba başım dertte..
Baba - Seni öldüreceklermi?
Çocuk - Hayır
Baba - Evlat.! Senin başın dertte değil..!
der.
"

Paul Arden

EvcioğluHaber-25.01.2011- Salı

1 Ekim 2010

ÇOCUĞUNUZLA ARKADAŞ OLMAK !




"Gençlerin güvenini kazanmak için, onların babası olmamak gerekir....!"

Alman sözü

11 Nisan 2010

BENİM YAŞ'LARIMDA


BENİM YAŞ'LARIMDA


Fotoğraf: Evcioğlu- yer: Aktaş, adı: Alev Çiçeği,

İNSAN

5 yaşına gelmeden anlıyor; açlığın öldürdüğünü, soğuğun dondurduğunu, ateşin yaktığını...
Sevgisizliğin insanın canını acıttığını...
Duyguları, nesneleri, kişileri, çevresini tanıyor.
Her şey ona çok büyük görünüyor:
Ev, masa, anne, baba...

10'una gelmeden; oyunla, sayılarla, harflerle tanışıyor.
Azgın bir iştahla öğreniyor. Kız ya da erkek olduğunu fark ediyor. Dünyanın evde, okulda kendisine anlatılandan da büyük olduğunun ayırdına varıyor.


15'inde, tam da en çok kendini sevdireceği çağda, sivilcelenen yüzünden, değişen bedeninden utanırken aşkı keşfediyor.
Dış dünya kadar iç dünyanın da büyük salonları ve kendisinin bile bilmediği odaları olduğunu, açıldıkça o odalardan devasa bahçelere çıkıldığını hissediyor, büyüleniyor. Şarkıların içinde sevdalar gezdirdiğini, şiirin her türden hasreti dindirdiğini anlıyor. Aşk acısını öğreniyor. Yine de seviyor; ille seviyor, inadına seviyor.

20'sinde, putlarını yıkıyor, başkaldırıyor, kanatlanıyor.
Her şey ona küçük görünüyor:
Ev, masa, anne, baba...
"Dünya küçükmüş; büyük olan benim" efelenmeleri başlıyor.
Lakin dünya bunu bilmiyor.
O yüzden 20'ler çoğu zaman hayal kırıklıklarıyla geliyor.

25'inde, ayaklar biraz yere değiyor.
Okul bitiyor, iş telaşı başlıyor.
Sınıfta öğrenilenlerin akı, sokaktaki gerçeklerin karasına çarpıp grileşiyor.
Yolu hızlı gelenler çabuk yorularak, sevdiğini bulanlarsa kalbinden vurularak evleniyor genelde...
5 yıl önce uzak bir ülke olan "istikbal", daha yakına geliyor.
"Bir denizde yangın çıkarma" hayali erteleniyor.
"Dünya zor"laşıyor.

30'unda, muhasebeye başlıyor insan:
"Dünya hâlâ beni tanımadı, üstelik galiba ben de dünyayı tam tanımıyorum" dönemi...
Mevcut bilgilerin sorgu yeri...
Kuşkunun beyliği...
Tehlikeli yaşlar: "Bunun nesine hayran oldum ki ben" pişmanlıkları, "Hakkımı yediler" sızlanmaları, sırta saplanan hançerler, çelmeler, dost kazıkları, ağır ağır olgunlaştırıyor insanı...

35, yolun yarısı...
Hiç okul asmadan, evden kaçmadan, bir terasta sevdiğiyle öpüşüp bir çadırda uyanmadan 20'sine gelenler için gecikmiş telafi çağları...
Daha önce hiç yüz verilmemiş ana-babaların sözüne yeniden kulak kabartılan yaşlar... Olgunluğun karasuları...

40'ında, Eski kotlar dar gelmeye, saçlara ak düşmeye, aile büyükleri yaşlanıp ölmeye başladığında bocalıyor insan...
Panik, kadınları kuaföre sürüklüyor, erkekleri araba galerilerine; ve ikisini birden yeni sevda hayallerine...
Yiten gençliğe, boyalı saçlarla, içe çekilen karınlarla, kırmızı arabalarla çare aranıyor.

45'inde, "istikbal" denilen o uzak ülkenin toprağına ayak basıyor insan...
Hem ölüm yarınmış gibi, hem hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamasını öğreniyor.
Eski dostlar, hatıralar kıymete biniyor.
Didişmenin yerini sükûnet, böbürlenmenin yerini nedamet, kinin yerini merhamet alıyor. "Keşke"ler "iyi ki"lerle, hırslar hazlarla yer değiştiriyor.
Bu dünyayı silkelemekten, daha iyi bir dünya için kavga vermekten vazgeçmeseniz de, öbür dünya umuduna da kulak kabartıyorsunuz, ara sıra...

Genellenemez tabii; bunlar benim yaş'larım.
Sonrasını bilmiyorum henüz; öğrendikçe yazarım.

Can Dündar...

7 Ocak 2010

Dikkat! Bu oyunu oynayan ölüyor

Dikkat! Bu oyunu oynayan ölüyor

07.01.2010

Anne babalar dikkat! Bu oyunun adı 'uzay maymunu'...

Gençlerin oyun sandığı bu tehlikeli durum, ölümlere sebep oluyor! İnternette “space monkey”, yani uzay maymunu olarak bilinen oyun şu ana kadar sadece İngiltere'de 86 hayata mal oldu.

İnternetin yeni fenomeni olarak gösterilen oyunda, gençler bayılma noktasına gelene kadar birbirlerinin gırtlaklarını sıkıyor ve sonra da çektikleri videoyu internet aracılığıyla dağıtıyor.

UZMANLAR ÇOK CİDDİ UYARIDA BULUNDU İngiliz Kraliyet Cerrahlar Okulu profesörü Steve Field, “uzay maymunu” oyununun tam bir saçmalık ve son derece riskli bir şey olduğunu belirtti. Field, youtube ve myspace gibi video paylaşım sitelerinde “öğretici videosu” bile bulunan uygulamanın aynı zamanda kalıcı beyin hasarına yol açtığını söyledi.

Field, her ne kadar riskli olsa da, gençlerin bu oyunu tercih etmelerinin bir nedeninin alkol ve uyuşturucu kullanmadan, o etkiyi yaratmak olduğunu söyledi.

Boğma oyunu olarak da tanımlanan uzay maymunun bugüne kadar İngiltere’de 86 gencin ölümüne neden oldu. İnternette yer alan videolarda, alkışlar eşliğinde gerçekleşen boğma sonrasında gençlerden bazıları bayılıyor, yere düşmelerinin ardından diğer arkadaşlarının kahkahaları duyuluyor.

İngiltere’de oğlunu uzay maymunu oyunu yüzünden kaybeden Anne Phillips, bu fenomene karşı hükümetin halen fazla duyarlı olmadığını düşünüyor. Fransa ise bu ay içinde artan ölümlere neden olan oyuna karşı dikkat çekmek için uluslararası sempozyum düzenledi.

ABD'DE YÜZLERCE ÖLÜM VAR
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi de, 1995 ve 2007 yılların arasında boğma oyunu yüzünden çoğunluğu erkek olan en az 82 gencin öldüğünü ve hayatını kaybedenlerin yaş ortalamalarının sadece 13 olduğunu açıkladı. Sivil dernekler boğma oyunu yüzünden ABD'deki ölümlerin 458 olduğunu öne sürdü.

Oyuna ait videoların yayınlandığı youtube ise, “bazı üyelerimiz kuralları çiğnediği için özür diliyoruz, uygunsuz içeriğe sahip olan videolar çıkarılacak” açıklamasını yaptı.

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/