19 Haziran 2010
Bırakın Munzur Özgür Aksın'
'Bırakın Munzur Özgür Aksın'Pzt, 07 Haziran 2010
5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Munzur Vadisi üzerinde yapılmak istenen barajlara ve operasyonlara dikkat çekmek için Tunceli'de yapılan etkinlikte KESK Genel Başkanı Sami Evren, barış isteyenlerin, baraj istemediğini dile getirerek, "Bırakın Munzur özgür aksın" dedi. Munzur Vadisi'nde yapılan baraj, Hidro Elektrik Santralleri (HES) ve askeri operasyonlarda yapılan bombardımanın büyük zarar verdiği Tunceli'yi ve doğasını, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle sahiplenen çok sayıda aydın kente geldi. 43 endemik bitki örtüsü ve ender rastlanan canlı türlerine sahip olan Munzur Vadisi'nin ekosisteminin hızla zarar gördüğüne dikkat çeken Sanatçı Ferhat Tunç, barışa set çekenler ile barajları yapanların aynı zihniyette olduklarını söyledi. Tunceli halkının kendi kültürel mirasına sonuna kadar sahip çıkacağını ifade eden Tunç, "5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle barajlara ilişkin şunu vurgulamak istiyorum. Dersim'in simgesi, akışından ilham aldığımız ve eşsiz doğal güzelliklere sahip Munzur'umuzu bentler ve barajlarla boğmak istiyorlar. Bu coğrafyanın ekosistemini bozarak yaşamı yok etmekten çekinmeyenleri iyi tanıyoruz. Onlar barışa baraj koyanlarla aynı zihniyettedirler. Bu zihniyeti bir kez daha lanetliyoruz. Buradan, kutsal dağlarımızın arasından ikrar verdiğimiz Munzur Baba'nın huzurunda bir kez daha Dersim halkına söz veriyoruz. Mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz birlikte başaracağız" dedi. 'Bombalarla dövülen topraklarda on birlerce kez öldük' Aydın ve sanatçıların Tunceli'ye geliş amacının, Kürt halkının tüm dünya halkları gibi kendi inanç ve kültürüyle coğrafyasında özgürce yaşama hakkı olduğunu söyleyen Tunç, Kürtlerin kimliği yanında doğasına da büyük zarar verildiğini kaydetti. Tunç şunları söyledi: "Burada olmak bizim vicdani sorumluluğumuzdur. Burada halkımızın yanında olmak, bu toprakların çocukları olarak halkımıza, Düzgün Baba'ya, Gole Çeto'ya, Munzur Baba'ya karşı borcumuzun gereğini yerine getirmektir. Bize bunu reva görenlere sesleniyorum; Bombalarla dövdüğünüz bu topraklarda on binlerce kez öldük ve çok büyük acılar yaşadık. Yeter artık. Barışın ve kardeşçe bir yaşamın yolunu açın ve bu kanlı döngüden kurtarın bu memleketi." 'Barışı istemeyenler barajları savunanlardır!' Baraj karşıtlarının barış yanlısı, barış yanlılarının da baraj karşıtı olduğunu söyleyen KESK Genel Başkanı Sami Evren ise, barajları "yaşamın düşmanı" olarak tanımladı. Evren, "Biz barış isteyenler aynı zamanda baraj istemiyoruz. Baraj isteyenler de barış istemiyorlar. Bu nedenle biz barajların ve çatışmaların yaşandığı yer Dersimdeyiz. Biz barıştan yana olanlar insandan yanayız. Canlılardan, yaşamdan, doğadan yanayız. Doğallığımızla yaşamak istiyoruz. 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde doğallığı bozanlara sesleniyoruz; bırakın Munzur özgür aksın. Dokunmayın Munzur'a, doğayı katleden canlı yaşamı savunamaz. Onun için barajlar yaşamın düşmanıdır. Biz barış savunucuları yaşamdan, insandan, doğadan yanayız. Bırakın Dersim dört dağ için doğal kalsın. Kürdü Kürt, Alevi'si Alevi, vadisi vadi, ovası ova, Kültürü sanatı Munzur'u doğal kalsın" diye konuştu. |
Gözaltındaki Arkadaşlarımız Hemen Salıverilmelidir
Gözaltındaki Arkadaşlarımız Hemen Salıverilmelidir Çrş, 16 Haziran 2010 Genel Başkan Sami EVREN'in gözaltına alınan KESK'li yöneticilerle ilgili basın açıklaması: Aralarında Konfederasyonumuz MYK üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek, sendikamız SES MYK üyesi Meryem Özsöğüt’ün , Ankara BES 1 no’lu şube yöneticisi Ahmet Danacıoğlu’nun da olduğu bir grup arkadaşımızın terörle mücadele ekipleri tarafından sudan gerekçelerle gözaltına alınmış olması karşısında sessiz kalmayacağız. Avukatların emniyet kaynaklarından aldığı bilgiye göre arkadaşlarımız Güler Zere anması ve Mahir Çayan’ın ölüm yıldönümü anmalarına katıldıkları için gözaltına alınmıştır. Bilindiği gibi Güler Zere yakalandığı amansız hastalıktan sadece geç salıverildiği için kurtarılamamış ve aynı durumda olan hasta tutuklular için öne çıkmış bir toplumsal kişiliktir. Zulme uğramıştır ve halkın vicdanında önemli bir yer edinmiştir. Mahir, Deniz, İbo gibi özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesinde Türkiye tarihine geçmiş; kayıpları halkın ve emekçilerin belleğinde silinemez bir yer edinmiş bir tarihsel kişiliklerdir. Toplumun bellek ve vicdanında yer edinmiş kişilerin ölüm yıldönümlerinde anmalar yapılması etkinlikler düzenlemesi ne zamandan beri bir suç olarak görülmektedir? Yapılmak istenen suç teşkil etmeyen etkinliklerin gerekçe gösterilerek, toplumun örgütlü kesimlerinin yıldırılmasıdır. Arkadaşlarımız toplum içinde yerleri, meslekleri olan; adresleri belli insanlardır. Dolayısıyla herhangi bir soruşturma için yetkililer tarafından davet edilmeleri, ifadelerine başvurulmaları mümkünken, darbe dönemlerine benzer bir biçimde sabaha karşı gözaltına alınmalarının hiçbir anlaşılır yanı yoktur. Gözaltılar, sabaha karşı yapılan operasyonlarla ülkede korku ikliminin hakim kılınması ve bu operasyonlarla insanların teşhir edilerek topluma potansiyel suçlu gibi sunulması Siyasi iktidar bilmelidir ki, KESK demokrasi dışı bu uygulamalar karşısında mücadelesinden geri adım atmayacaktır. Gözaltındaki arkadaşlarımız hemen salıverilmelidir. http://www.kesk.org.tr/node/255 |
24 Mayıs 2010
26 Mayıs Grevini Madencilerimize Adıyoruz
1 Nisan 2010
Tekel işçilerine polis müdahalesi
Tekel işçilerine polis müdahalesi
Türk-İş önünde toplanmalarına izin verilmeyen Tekel işçilerine ve KEKS üyelerine polis müdahale etti.
KESK Başkanı Sami Evren, 'Sanki bu bölgede sıkıyönetim var. Sanki darbe oldu. Tekel işçileri, biz, bu ülkenin insanı değil miyiz' diye konuştu.
1 Nisan 2010
Kızılay meydanından, polis müdahalesinden görüntüler..
http://fotograf.gazetevatan.com/fotogaleri
12 Şubat 2010
TEKEL EYLEMİNE YURTDIŞINDAN DESTEK
"Durumunu Kavramış İnsanı nasıl durdurabilirsinki?"


Almanya Tersane İşçileri Sendikası, Emekçi kardeşleriyle dayanışma adına Ülkelerinden kalkıp, Tekel işçilerinin hakları için, 58 gündür verdiği mücadelelerinin yanında olduklarını bildirmek için geldikleri öğrenildi..
"Emekçilerin kazanımılarının kendilerinin kazanımı olduğunun bilincinde oduklarını, bir kezde Türkiye'de işçi kardeşlerinin yanına gelerek durumu yakından görerek yanyana olduklarını ve takipçisi olacaklarını anlatmaya geldiklerini,
Buradan ülkelerine döndüklerinde de bu mücadelenin peşini bırakmayacaklarını, takipçisi olup; uluslararası platforma taşıyacaklarını bildirdikleri öğrenildi.
Tekel işçileriyle birlikte "Durumunu kavramış insanı nasıl durdurabilirsinizki?" yazılı pankartlarıyla, sakarya cadesinde meşaleli yürüyüşede katıldılar..
KESK ve DİSK Tekel işçileriyle dayanışmasını sürdürüyor.
Akşam saatlerinde yüksel cadesinde toplanan (KESK ) Kamu Emekçileri Konfederasyonuna bağlı emekçiler ile DİSK'e bağlı işçiler, ellerinde meşalelerle yoğun bir katılımla, Tekel işçilerinin eylem çadırlarının bulunduğu TÜRK-İŞ Genel Merkezi önüne yürüdüler..
TÜRK-İŞ Genel Merkezi önünde bir konuşma yapan KESK Genel Başkanı Sami EVREN, konuşmasında "Tekel işçilerinin mücadelelerini, kendi mücadeleleri olarak kabul ettiklerini, bu mücadelenin başarıya ulaşması için kendilerininde bütün gücüyle çalıştıklarını" söyledi.
"Kimsenin kuşkusu olmasınki; mu mücadele başarıya ulaşacaktır. Hatta; şu ana kadar bile bile başarıya ulaşmıştır.. Çünkü; 4/C eski 4/C değil, 4/B eski 4/B değildir.. Emekçilerin mücadelesi, AKP'yi geri adım attırmıştır " dedi.
"KESK olarak diyoruzki; İşçilerde bizim, kamu emekçileride bizim, küçük esnafta bizim. Tüm mağdurların sorunları bizim sorunumuzdur. Bu sorunların çözümü için var gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz." dedi.
KESK Başkanının konuşmasına, eylemcilerde "Direne,direne kazanacağız.", "Yaşasın sınıf dayanışması", "Gün gelecek, devran dönecek. AKP halka hesap verecek" sloganlarıyla destek verdiler.
Konuşmanın ardından, Tekel işçilerinin sözcüsü, KESK ve DİSK'e, kendilerine verdikleri desteklerinden dolayı teşekür ederek, memnuniyetlerini ifade eden konuşmanın ardından, destek için gelen emekçiler eylem alanından ayrıldılar...
(Haber: H. ATA)
ALMANYA İŞÇİ SENDİKALARININ DESTEK FOTOĞRAFLARI
Fotoğraf: H.Gazi TEKİN





