kanserojen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanserojen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2010

Deri ayakkabı zehirli

Deri ayakkabı zehirli

Deri ayakkabıların insan sağlığına zararlı olduğu bildirildi.

EvcioğluHaber- İsveçli bilim adamlarınca yapılan bir araştırma sonucunda, 200 çift deri ayakkabı incelendi..
Deri ayakkabıların bazılarında, cilt ve vücuda zararlı
maddeler içerdiğini tesbit ettiler...
Beyaz Rusya, Malezya, Çin, çeşitli Avrupa gibi,
farklı ülkelerden gelen Ayakkabılar test edildi.

Bulunanlar ise; üç değerlikli krom bulundu. Bu madde, neredeyse insan sağlığına zararsız gibi görülse bile; deride yanma yaparken, akciğerler aracılığıyla vücut salgılarına karışarak kanserojen mikropa dönüşmektedir.. denilen yazıda;

Birkaç örnek vermek gerekirse, güçlü alerjenler yaratan ve kanserojen boyalar bulundu. Ayrıca, ayakkabılarda kurşun, arsenik ve cıva gibi toksik maddeler bulundu.

lady.pravda.ru

07.12.2010

23 Mart 2010

Türk unu için korkunç iddia!

Türk unu için korkunç iddia!

Türkiye’den Filipinler’e ihraç edilen unların büyük kısmının kalitesiz olduğu ve kanserojen madde içerdiği öne sürüldü. Fırınlar “Kalitesiz ve koku yapıyor” diyerek Türk unu kullanmayı bıraktı.

Güneydoğu Asya ülkesi Filipinler’de bir süredir “Türk unu” tartışması yaşanıyor. Türkiye, Filipinler’e 2009 yılında 86 bin ton un ihraç etti. 2010’un ilk üç ayında ise bu miktar 25 bin tonu buldu. Ancak ülkedeki büyük fırınlar Türk unu kullanmıyor. Türk unu sadece küçük fırınlarda kullanılıyor. Özellikle yoksul kesimler tarafından tüketilen ’pan de sal’ adı verilen küçük ekmekler Türkiye’den ithal edilen unla yapılıyor. Türk ununun tercih edilmeme nedeni olarak ise “kalitesizliği” gösteriliyor. Business Mirror gazetesine konuşan fırıncılar “Türk unundan yapılan ekmeğin rengi daha koyu, yapısı daha gevşek oluyor. Zaman zaman koku da yapabiliyor” dedi. Ülkenin en saygın siyasetçilerinden, eski Senato Başkanı ve İçişleri Bakanı Aquilino Pimentel Jr. ise Türk unlarının yasaklanması için Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nı göreve çağırdı.

Yüzde 81’i kanserojen’

Pimentel, aralarında İstanbul Üniversitesi’nin de bulunduğu saygın Türk üniversiteleri tarafından 2007’de yapılan bir araştırma sonuçlarını da kanıt gösterdi. Pimentel şöyle dedi: “Bu araştırmaya göre Türk unlarının yüzde 81’inde ’Ochratoksin A’ (OTA) adlı kanserojen madde var. Yüksek miktarda OTA, mesane, böbrek ya da pelvis kanserine neden olabiliyor. Türkiye unun içindeki maddelerin normal seviyede olduğunu söyleyebilir ama bakanlığımız kendi araştırmasını yapmalıdır. Türkiye un ithal eden bir ülke. Bu rahatsız edici. Üretenin bile elini sürmediği bir unla benim halkım niçin beslensin. Hükümet Türk ununun ithaline izin vererek Rus ruleti oynuyor.”

Vergi kaçırılıyor

77 yaşındaki siyasetçi, Türkiye’den giden unların değerinin düşük gösterildiğini ve bu yolla büyük miktarda vergi kaçakçılığı yapıldığını da öne sürdü. Pimentel, 2009 ve 2010’un ilk iki ayında yapılan ithalatta unun değeri düşük gösterilerek 20 milyon peso (675 bin TL) devletin zarara sokulduğunu da öne sürdü. Tecrübeli siyasetçi “Ton başına 300 dolar olması gerekirken, değeri ton başına 96 dolar olarak gösterilmiş” dedi. Pimentel’e göre Türkiye, Filipinler’e 2004’te 660 ton, 2005’te 1516 ton, 2007’de 1208 ton, 2008’de ise 16 bin 721 ton un ihraç etti. 2009’da satılan 86 bin ton unun 16 bin tonu ise düşük değerde gösterildi. 2010’un ilk üç ayında satılan 25 bin ton unun ise en az 6 bin tonu düşük değerde gösterilerek ülkeye sokuldu.

En büyük ikinci pazar

2009’da 1 milyon 850 bin tonla Kazakistan’ın ardından dünyanın en çok un ihraç eden ikinci ülkesi olan Türkiye için Filipinler üçüncü en büyük pazar durumunda. İlk iki sırada ise Irak ve Endonezya var.

Sadece fakir ekmeğinde

Filipinliler Türk halkının tükettiği unu sadece yoksulların yediği ‘pan’ adlı (üstte) ekmekte kullanıyor.

Filipinli un lobisinin işi’

Türkİye Un Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Özmen, “Türk unları OTC içeriyor, kanserojen” iddialarını yalanladı. Türkiye’de hem iç pazarda hem de ihracata yönlendirilen tüm un üretiminin Tarım İl Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde olduğunu söyleyen Özmen, “Filipinler bizim un ihracatında üçüncü büyük pazarımız. Bu iddia tamamen o ülkedeki un üreticilerinin yaptığı bir lobi çalışmasıdır. Biz un ihraç edemezsek fiyatları istedikleri gibi yönlendirebilecekler” dedi. Türkiye’de üretimlen unların rutin olarak denetlendiğini, yurtdışına çıkan ürünlerde buna ek olarak Koruma Kontrol tarafından analizler yapıldığını, Bitki Sağlık Sertifikası adı altında kontroller gerçekleştiğini anlatan Özmen, “Bunca denetimde biz OTC adını daha hiç duymadık, böyle bir sorun başımıza hiç gelmedi” diye konuştu. (Vatan)

http://www.t24.com.tr/

3 Ocak 2010

Turşu kansermi yapıyor

Turşu kansermi yapıyor
Tevfik AKAN/DHA- 3 Ocak 2010
Turşu kanser yapıyor
Beslenme şekli çağın hastalıkları arasında ilk sırada yer alan kansere neden oluyor. Prof. Dr. Salim Başol' a göre özellikle sofraların vazgeçilmezi turşuya dikkat etmek gerekiyor.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Salim Başol, çağın hastalıkları arasında gösterilen kanserden kurtulmak için teknolojik ürünlere ve yiyeceklere dikkat etmek gerektiğini söyledi.Erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanserinin en çok görülen türler olduğuna işaret eden Prof. Dr. Başol, sigara dumanında 35 farklı kanserojen madde bulunduğunu belirtti.

Güneş Vakfı tarafından düzenlenen sohbet toplantısına katılan Prof. Dr. Salim Başol, kanser konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Başol, dünyada her yıl yaklaşık 11 milyon insanın kansere yakalandığını, bunlardan bir milyon 500 bininin yaşamını yitirdiğini ifade etti. Sigaranın zararlarını saymaya gerek olmadığını kaydeden Prof. Dr. Selim Başol, “Sigara dumanında 35 ayrı kanserojen madde var.

Ama bunun yanında bazı teknolojik ürünlerde radyasyon yaydığı için kansere davetiye çıkartıyor. Sürekli kullandığımız cep telefonları, bilgisayarlar, içinde yaşamak zorunda bırakıldığımız yüksek gerelim hatları ve baz istasyonları yaydıkları radyasyon nedeniyle kansere ikinci derecede neden oluyorlar. Kanser erkeklerde prostat, kadınlarda ise meme kanseri olarak karşımıza daha çok çıkıyor. Bunların yanısıra artık yemek kültürümüzü de değiştirmek zorundayız. Tuzlu yiyecekler, turşu, kızarmış ve yanmış et, isli ekmek ve bayat yiyecekler de kansere neden oluyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Salim Başol, son yıllarda kanser vakaları ve ölümlerinin kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin önüne geçtiğine de dikkat çekerek 40 yaş üstündeki kişileri yaşamlarına daha çok dikkat etmeleri konusunda uyardı.

*http://www.hurriyet.com.tr