Afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mayıs 2010

Irkçıların beyni farklı çalışıyor


Irkçıların beyni farklı çalışıyor

İtalya'da yapılan bir araştırma, ırkçıların beyninin farklı bir şekilde çalıştığını ve diğer etnik grupların fiziksel acıları karşısında duyarsız kaldığını ortaya koydu.

28 Mayıs 2010 Cuma,


















İtalyan Corriere della Sera gazetesinde yayımlanan habere göre, İtalyan nörologlardan oluşan bilim adamları, bazıları Afrika kökenli 40 üniversite öğrencisine, farklı ırktan insanların ellerine iğne batırılmasına ilişkin görüntüleri izletti ve katılımcılarda oluşan davranış değişikliklerini Transkranial Manyetik Stimülasyon (TMS) aracılığıyla gözlemledi.

Bilim adamları, bazı katılımcılarda kendi ırklarından insanların görüntüleri karşısında aynı acıyı hissetmelerini sağlayacak şekilde otomatik olarak faaliyete geçen beyin devrelerinin, farklı bir etnik gruba ait görüntüler karşısında ise aynı tepkiyi vermediğini ve beyinlerinin bu kişilerin acıları karşısında nörolojik olarak duyarsız kaldığını tespit etti.

Aynı testi mora boyanmış bir ele iğne batırılan görüntüyle tekrarlayan bilim adamları, bu durumda ise tüm katılımcıların karşısındakinin acısıyla empati kurabildiğini gözlemledi.

Araştırmacılar bu durumun, bazı katılımcıların beyinlerinde diğer grupların görüntüleri karşısında oluşan duyarsızlığın bunun kendilerinden çok farklı bir görüntüye ait olmasından kaynaklanmadığını, ten rengine bağlı ön yargılardan ileri geldiğini gösterdiğini söyledi.

Current Biology dergisinin haziran sayısında yayımlanacak araştırmanın, empati eğitiminin önemini ve gerekliliğini gösterdiği belirtildi.

AA


http://www.haberturk.com

30 Mart 2010

ATEŞ, SU, GERÇEK VE YALAN

ATEŞ, SU, GERÇEK VE YALAN

fotoğraf-Evcioğlu (01.05.2007)Ankara


Kıssadan hisse; Yalan ve Gerçek üzerine hikayeler.!

Çok eskiden Ateş, Su, Gerçek ve Yalan büyük bir evde beraber yaşarlarmış. Her ne kadar birbirlerine nazik davransalar da aralarına mümkün olduğu kadar çok mesafe koymaya çalışırlarmış.

Gerçek odanın bir yanında oturursa, Yalan diğer yanında otururmuş. Su, Ateş’in ayaklarının altında dolaşmamaya sürekli özen gösterirmiş.

Bir gün birlikte ava gitmişler. Büyük bir sığır sürüsüyle karşılaşmışlar ve elbirliğiyle hayvanları çevirip köylerine sürmeye başlamışlar. Otlaklarda ilerlerken;

Gerçek, “Hayvanları eşit paylaşalım. En hakça olanı bu” demiş.

Yalan dışında herkes, Gerçek’in önerisine katılmış.

O, payının diğerlerinden fazla olmasını istiyormuş ama şimdilik ağzını açmamaya karar vermiş.

Köye doğru yollarına devam ederken;

-Yalan gizlice, Su’ya yaklaşmış ve fısıldamış. “Sen ateşten güçlüsün. Onu ortadan kaldır, geriye kalanların payına daha çok sığır düşsün.”

-Su köpürerek, fokurdayarak ateşin üzerinden akmış ve onu söndürünceye kadar durmamış. Payına daha çok sığır düşeceğini düşünerek keyifle kıvrılıp dolanarak akmasına devam etmiş.

-Bu arada Yalan Gerçek’e şu şekilde fısıldıyormuş. “Bak! Gördün mü?! Su Ateş’i öldürdü! Sıcak yürekli arkadaşımızı gaddarca söndüren Su’yu arkada bırakalım. Sığırları dağın zirvesinde otlatmaya çıkaralım.”

Gerçek ve Yalan dağa tırmanmaya başlamışlar.

Su, onlara yetişmeye çalışmış. Ama dağ çok dikmiş ve Su yukarı doğru akamıyormuş. Sıçraya kıvrıla, kendi kendinin üzerinden geçerek aşağıya doğru akmaya başlamış...

-Bakın! Görüyor musunuz?!

Su, hâlâ bugün bile kıvrılarak dağdan aşağı akmaktadır..

Gerçek ve Yalan dağın zirvesine varmışlar.
Yalan, Gerçek’e dönerek, yüksek sesle, “Ben senden güçlüyüm! Sen benim hizmetkârım olacaksın! Ben de senin efendin! Sığırların hepsi benim!” demiş.

Kavgaya tutuşmuşlar

Gerçek ayağa kalkmış ve sesini yükseltmiş. “Senin hizmetkârın olmayacağım!” demesi üzerine kavgaya tutuşmuşlar. Savaşmışlar, savaşmışlar, savaşmışlar....

-Sonunda Rüzgâr’ı çağırmışlar. “Hangimiz efendi, sen karar ver” demişler. Rüzgâr karar verememiş.

Esip gürleyerek bütün dünyayı dolaşmış ve insanlara “Yalan mı güçlü, Gerçek mi?” diye sormuş.

-Kimisi “Yalan bir kelimeyle Gerçek’i yok eder,” demiş.

-Kimisi “Gerçek, karanlıkta yanan küçük bir mum gibi, her durumu değiştirir” demiş.

Sonunda Rüzgâr dağın zirvesine dönmüş. “Yalanın çok güçlü olduğunu gördüm. Ama, hükmü sadece Gerçek’in duyulmaya çalışmaktan vazgeçtiği yerlerde geçer” demiş.

Ve o gün bu gündür, bu hep böyledir.

Not: Bu bir Afrika masalıdır. Türkçeye çevirdim. Türkiye masalı oldu. Artık yalanın hükmünün geçmemesi için ne yapılması gerektiğini bilmiyorum diyemezsiniz.

A..KUCUKOZEL

Bu yazıyı bize ulaştıran değerli dostumuz Şahin Sağdıç’a çok teşekkür ediyoruz. H.Ata

13 Ocak 2010

İsrail’in yeni utanç duvarı

İsrail’in yeni utanç duvarı

12/01/2010


İsrail, Filistinlilerin yaşadığı Batı Şeria’dan gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla başladığı duvar inşaatına, Mısır sınırını da ekleyeceğini duyurdu.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yasadışı göçleri engellemek için Mısır’la aralarındaki sınıra duvar örülmesini öngören planı onayladı.

İsrail, Filistinlilerin yaşadığı Batı Şeria’dan gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla başladığı duvar inşaatına, Mısır sınırını da ekleyeceğini duyurdu.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yasadışı göçleri engellemek için Mısır’la aralarındaki sınıra duvar örülmesini öngören planı onayladı. Netanyahu, “Güney sınırımızdan yasadışı göçmenlerin ve teröristlerin girmesini engellemek için bu kararı aldım. Bu, İsrail’in Yahudi ve demokratik karakterini korumak için alınan stratejik bir karardır” diye konuştu.
İki ülke arasındaki 266 kilometrelik sınırdan her hafta en az 100-200 arasında kişinin geçtiği, her iki ülkenin de bu duruma engel olamadığı belirtiliyor. Geçtiğimiz yıl mayıs ayından beri Mısırlı güvenlik birimlerinin 17 kişiyi öldürdüğü, çok sayıda kişiyi de yaraladığı ifade ediliyor. İsrail’e geçmeye çalışanların başında Afrikalı göçmenler geliyor.
Afrika’nın tüm çıkış kapılarını kullanarak başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelere kaçmaya çalışan Afrikalılar, Mısır’ın çok fazla denetlenemeyen çöllerle kaplı sınırlarından rahatlıkla geçerek İsrail sınırına gelebiliyor.
Özellikle de Sina Yarımadası’nda bulunan Mısır-İsrail sınırının her iki tarafında yaşayan Bedeviler, bu geçişlere büyük paralar karşılığı lojistik destek sağlıyor. Geçmiş yıllarda İsrail hükümetinin aldığı kararlar doğrultusunda ülkeyi terk etmek zorunda kalan Türkiyeli işçiler de bir şekilde geri dönebilmek için Mısır’dan yasal olmayan geçişleri kullanmaya çalışmış, bu durum Mısır hükümetinin Türklere birtakım sıkıntılar çıkarmasına sebep olmuştu.
MISIR: BEN BİLMEM İSRAİL BİLİR
270 milyon dolara mal olması beklenen duvarın bir kısmı Gazze sınırına, bir kısmı ise güneydeki Eilat’a yakın inşa edilecek. İsrail, inşa edilecek duvarların gelişmiş gözetleme cihazlarıyla donatılacağını belirtiyor.
Mısır, konunun İsrail’in içişlerini ilgilendirdiğini belirtti. Mısır güvenlik yetkilileri, İsrail’in duvar örme planından haberleri olmadığını, duvarın İsrail topraklarında inşa edilmesi halinde bir itirazları olmayacağını söylediler. Mısır, daha önce hem Gazze’ye tünellerden giren maddeleri ve hem de İsrail’e yönelik kaçak girişini engelleyebilmek için 1979 yılında imzalanan Camp David Anlaşması’nın maddelerinde birtakım esnekliklere gidilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu anlaşmaya göre Mısır, Sina Yarımadası’nda hafif silahlarla donanmış sınırlı sayıda güvenlik birimi bulundurabiliyor ve iki ülke sınırına da en fazla 750 asker konuşlandırabiliyor.
İLK DUVAR DEĞİL
İsrail’e yönelik gerçekleştirilen intihar saldırılarının artması üzerine, İsrail 2004 yılından itibaren Batı Şeria’yı duvarlarla kapatmaya başlamıştı. 703 km olması beklenen duvarların 2010 yılında bitirilmesi planlanmıştı.
Ancak bu duvarların halen yüzde 33’üne yakın kısmının inşasına başlanmadığı belirtiliyor. 8 metre yüksekliğindeki duvarların üzeri dikenli tellerle kapatılırken, pek çok yerde de gözetleme sistemleri bulunuyor. Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler, çoğu kez bir Filistin kentinden diğerine geçebilmek için saatler süren denetimlerden sonra İsrail askerlerinin gözetimi altında özel kapıları kullanmak zorunda kalıyor.
İsrail’in benzer duvarları, kuzeydeki Suriye ve Lübnan sınırları ile doğudaki Ürdün sınırında da bulunuyor.
Mısır da Gazze’den gelebilecek muhtemel tehlikeleri önlemek ve tünelleri engellemek için geçtiğimiz ay Gazze sınırına çelik duvar örmeye başlamıştı. Konuyla ilgili olarak Ezher’den de fetva alan Mısır yönetimi, her ülkenin kendi güvenliğini sağlayabilmek için her türlü adımı atabileceğini belirtiyor.
Durumu protesto eden Filistinliler ise Mısır’ın, İsrail vatandaşlarının vizesiz olarak Sina Yarımadası’ndaki tatil bölgelerini kullanmasına izin verdiğini, kendilerini ise duvarların arkasına hapsettiğini belirtiyor.
Mısır ve İsrail arasındaki anlaşmalara göre İsrail vatandaşları, Taba’daki sınır kapısından girerek Mısır’ın dünyaca ünlü tatil bölgelerinde konaklayabiliyor. (DIŞ HABERLER)

İSRAİL UÇAĞINA LÜBNAN ATEŞİ

Lübnan ordusu, ülkenin güneyinde alçak uçuş yapan İsrail savaş uçaklarına uçaksavarlarla ateş açtı.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın güneydeki Hasbaya kasabasında bulunan muhabirine dayanarak verdiği habere göre İsrail’e ait 4 savaş uçağının alçak uçuş yapması üzerine, Lübnan ordu birlikleri, uçakların hava sahasını terk etmesi için saat 10.18 civarında uçaksavar ateşi açtı.
İsrail uçaklarının, Şebaa çiftlikleri bölgesi başta olmak üzere İsrail sınırı yakınlarındaki Lübnan toprakları üzerinde uçuş yaptığı belirtildi. İsrail uçakları, Birleşmiş Milletler kararlarını dikkat almayarak, sürekli Lübnan hava sahasını ihlal eden devriye uçuşları yapıyor. Lübnan ordusu da zaman zaman bu uçuşlara uçaksavar ateşiyle karşılık veriyor.

*http://www.evrensel.net *

5 Mart 2009

Afrika'da Yaşayan "PİGME'"ler

Afrika'da Yaşayan "PİGME'"ler

Pigme olarak adlandırılan bu insanlar genelde 1.5 metreyi aşmayan boylarıyla biliniyor.


Ekvator bölgesine yayılan Pigmeler ormanlık alanlarda
yaşıyor ve avlanarak hayatlarını sürdürüyor.



Pigmelerin kökeni uzun zamandır gizemini korumaktadır.



Afrika Pigmelerinin boylarını ortak bir atadan mı aldıkları yoksa her bir kabilenin boyunun ormanda yaşamaya uyum sağlayacak şekilde birbirinden ayrı olarak mı evrim geçirdiği konusunda farklı görüşler mevcuttur. Ancak genetik araştırmalar pigmelerin yaşamlarını 2 bin 800 yıl öncesine kadar dayandırmaktadır.



Pigmeler ergenlik dönemlerine kadar tıpkı diğer modern insanlar gibi bir gelişme seyri göstermekte ancak ergenliğin son aşamasında büyümeleri durmaktadır.


İşte Afrika'da otantik bir şekilde hayatlarını sürdürmeye çalışan Pigmelerin yaşamlarından kareler.






Milliyet foto galeri

EvcioğluHaber-