**************************************** Uluslararası alanda, açık denizde yapılmış bu korsanlığa karşı yapılması gereken, tüm dünyanın birleşerek İsrail'e karşı takınacağı ortak tutumdur. Çağlar Ezikoğlu: Ankara SBF-Y.Lisans Öğrencisi 02/06/2010-Radikal Devlet terörü uygulayan korsanlar
1982 yılında imzalanan Deniz Hukuku Sözleşmesinde, açık sularda yani devletlerin egemenliği altında bulunmayan deniz sahalarında, askeri olmayan gemilere yönelik kıyı devletlerinin herhangi bir müdahalede bulunması yasaklanmıştır.
Bunun istisnası olarak da, korsanlık ya da kaçakçılık yapan veya terörizm ile ilgili bulunan gemiler gösterilmiştir. Bunlar dışında açık deniz sahasında devletlerin sivil gemilere yapmış oldukları her müdahale açıkça hukuksuzdur.
Türkiye’de gerekli gümrük mevzuatlarına uygun olarak yola çıkmış olan bu gemide silah bulunduğu iddiası da inandırıcı değildir. İsrailli yöneticilerin, meşru müdafaa yaptıklarına ilişkin savunmaları da gerçek dışıdır. Çünkü çeşitli kamera kayıtlarından da rahatlıkla görülebileceği gibi, gemide bulunan sivillerin beyaz bayrak sallamalarına karşı İsrailli komandolar silahla karşılık vermiştir. Savaş hukukuna ilişkin en temel sözleşme olan Cenevre sözleşmesine göre; çatışma/çarpışma ihtimali olan iki taraftan biri beyaz bayrak gösterirse o taraf silahlarını bırakmış, teslim olmaya ve/veya anlaşmaya hazır olduğunu simgeler. Bunun ihlali ise açıkça sözleşmeye aykırılık oluşturacaktır.
İsrail ise bırakın savaş durumunu, sivil bir geminin açmış olduğu beyaz bayrağa karşı baskın düzenleyip silahlı saldırıda bulunmuştur. Ayrıca yardım filosundaki diğer gemilere karşı sadece kuşatma uygulanırken, Türk gemisine yönelik indirme ve baskın harekatının söz konusu olması, İsrail’in gerçek amacının ve niyetinin ne olduğunu da bize göstermektedir. İyiniyetli olduklarını iddia eden İsrail devletinin, bu baskında yaralanan insanları götürürken onlara kelepçe takması da, ne kadar kötü niyetli olduklarını gösteriyor.
Tabi ki bu olayın göz göre göre yaşanmasında başta hükümet ve bu olayı organize edenlerin de ciddi ihmalleri söz konusudur. 1 yaşındaki çocuğu ya da yaşlıları, bu olayların çıkması gibi bir risk söz konusuyken gemiye bindirmenin akla mantığa uygun bir hareket olduğunu söylememiz oldukça güç. Bu gerilim sürekli artarken Brezilya’da maymunları seven Başbakan ve heyetinin, bu gerilimi çözmeye yönelik fazla girişimde bulunmaması da ayrı bir eleştiri konusudur. Bu eleştiriler muhakkak haklı ve irdelenmesi gereken noktalardır. Ama bütün bu yanlışlıklar olsa bile bunlar, İsrail’in yapmış olduğu hukuksuz ve insanlık dışı bir muameleyi haklı çıkaramayacaktır. Üstelik bu hareket sadece Türk milletine değil, gemideki birçok millete ve tüm dünyaya yapılmış bir harekettir. Uluslar arası alanda, açık denizde yapılmış bu korsanlığa karşı yapılması gereken ise, tüm dünyanın birleşerek İsrail’e karşı takınacağı ortak tutumdur.
Türkiye’nin burada yapması gereken ise, ülke içinde anti semitizme yol açacak infiallere karşı dikkatli olmak ve bu olayı bir iç politika malzemesi haline getirmemek ama aynı zamanda uluslararası alanda İsrail’e karşı ciddi yaptırımlar uygulamaktır.
Çağlar Ezikoğlu: Ankara SBF-Y.Lisans Öğrencisi
Radikal
3 Haziran 2010
Devlet terörü uygulayan korsanlar
2 Haziran 2010
İSRAİL ZİNDANLARINDA 7 YIL YATTI
**************************************** İsrail’in Gazze’ye giden yardım konvoyuna yaptığı saldırı ve tutuklanan gönüllüler, İsrail’in onlarca yıldır uyguladığı politikayı tekrar tartışmaya açtı. İsrail’in Gazze’ye giden yardım konvoyuna yaptığı saldırı ve tutuklanan gönüllüler, İsrail’in onlarca yıldır uyguladığı politikayı tekrar tartışmaya açtı. Odatv, bundan 38 yıl önce yaşanan bir olayı hatırlatıyor. O yıllarda; Türkiye’den ve dünyadan birçok genç Filistin’in İsrail’e karşı bağımsızlık savaşına destek vermek için Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) katılıyordu. Gazeteci / Yazar Faik Bulut, 1972 yılında Lübnan'daki Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) desteğe giden ve orada İsrail saldırıları sonucu yaralı yakalanıp, İsrail hapishanelerinde yedi yıl geçiren bir isim. Faik Bulut, yaşadığı saldırıyı ve hapis günlerini Oradaydım Belgeseli’ne anlatmıştı.
01.06.2010
O Belgeseli bu adresten izleyebilirsiniz..
http://www.odatv.com
Yahudilerden Türkiye'ye destek
9 Nisan 2010
İstihbarat Facebook'ta
İstihbarat Facebook'ta
T24- İsrail istihbarat kurumları Gazze'de Hamas ve İslami Cihat Örgütü konusunda bilgi toplayacak muhbirler bulmak için sosyal paylaşım sitelerinden faydalanıyor. Gazze Şehri’nin merkezindeki bir internet kafede, çoğunluğu gençlerden oluşan bir kalabalık var. Bu gençlerin bazıları Facebook’un kölesi olmuş durumda.
Kafenin sahibi Muhammed, “Günde 10 saat Facebook’tayım, 200’ün üzerinde Facebook arkadaşım var” dedi. Ancak Gazze Şeridi’ni kontrol altında tutan Hamas, Gazzelilerin bu sosyal paylaşım siteleri sayesinde İsrail’in ajan toplamasının kolaylaştığına inanıyor.
İsrail uzun zamandır militan grupların faaliyetlerini kontrol altına almak amacıyla uzun zamandır Batı Şeria ve Gazze’deki muhbir ağlarından faydalanıyor. Bugüne kadar işbirlikçiler yakalandıkları zaman genellikle öldürülüyordu. Hamas’ın bu hafta İsrail ajanı olarak çalıştığı keşfedilen kişilerin idam edileceğini açıklayarak bunun resmi bir politika olduğunun da altını çizmiş oldu.
ÖZEL HAYATLARINI ORTAYA DÖKÜYORLAR
Hamas kontrolündeki İçişleri Bakanlığı’nın sözcüsü Ehab el Hüseyin, “Facebook, İsraillilerin kullandığı dev bir araç. Pek çok insanın güvenliğini nasıl sağlayacağı konusunda bir fikri yok. İnternete girip eşleri ya da kız arkadaşlarıyla olan sorunları dahil bütün özel hayatlarını ortaya döküyorlar” dedi. İsrail’in istihbarat ajanları da bu sayede bu insanlarla telefon, e-posta ya da Gazze’deki İsrail ajanları vasıtasıyla bağlantı kurup ellerindeki bu özel bilgileri insanları ajanlığa ikna etmek için kullanıyor. Hüseyin, “İnternet yüzünden insanlar İsrail’in kendileri hakkında her şeyi bildiğini düşünüyor” dedi. İsrailli istihbarat uzmanı ve “İsrail’in İran’la Gizli Savaşı” isimli kitabın yazarı Ronen Bergman, ülkesinin istihbarat servislerinin sosyal paylaşım sitelerini kontrol altında tutmasından daha doğal bir şey olmayacağı görüşünde.
BOND'U BİLE ŞAŞIRTIR
İsrail’in kimi yanına çekebileceğini bulmak için insanların internette paylaştıkları detaylı bilgileri kullandığını söyleyen Bergman, “50 yıl içinde İsrail gizli servisinin, Shin Net’in ve askeri istihbaratın dosyalarını açarsanız, İsrail’in Gazze Şeridi’nde kullandığı teknolojinin James Bond filmlerindeki dahi Q’yu bile şaşırtacağını görebilirsiniz” dedi. Ancak Bergman istihbaratçıların şu anki düşüncesinin internet üzerinden toplanan kişisel bilgilerin uzun vadeli muhbirler toplamak için insanlara baskı hatta şantaj yapmak için kullanıldığını düşünüyor.
Bergman’a göre bu tür tehditler genellikle insanları işbirliği yapmaya ikna etmek konusunda her zaman yeterli olmuyor ama internet üzerindeki detaylar istihbarat örgütlerinin işe yarar insanları seçebilmesini sağlıyor. Özellikle de Hamas’la ya da terör örgütleriyle kolayca bağlantı kurabilenler tercih ediliyor.
"SADECE HAMAS SÖZCÜSÜ OLDUĞUMU SÖYLÜYORUM"
İsrail hükümeti ise bunun hükümet işi değil istihbarat kurumlarının çalışma yöntemleriyle alakalı olduğunu söyleyerek bu konuda açıklama yapmaktan kaçındı. Hüseyin bile bir Facebook sayfası olduğunu kabul ediyor ancak, “Facebook’ta paylaştığım bilgilere dikkat ediyorum. Sadece Hamas sözcüsü olduğumu söylüyorum” diyor. Hatta kendisi muhtemelen Hamas’ın internetteki tek üyesi de değil.
Bergman bunun sebebinin diğer iletişim kanallarının, özellikle cep telefonlarının, kolayca takip edilebilmesi olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla internet daha tercih edilebilir bir seçenek haline geliyor. İsrail istihbaratının olası muhbirler bulmak adına sosyal paylaşım sitelerini yakından takip etmesinin sebeplerinden biri çünkü Bergman’a göre eski işbirlikçi kaynakları artık tükenmiş durumda.
İNTİFADA İŞLERİ DEĞİŞTİRDİ
2000 yılında başlayan ikinci intifadaya kadar binlerce Gazzeli her gün çalışmak için İsrail’e geliyordu. Bu insanların İsraillilerle doğrudan iletişimleri vardı. Dolayısıyla İsrailli ajanlar yanlarına kolayca yaklaşıp işbirliği teklif edebiliyorlardı. Ancak bugün sınır kapanmış durumda. Tekerlekli sandalyede ya da bandajlarla sarılmış halde İsrail’e tedaviye gelenler haricinde Gazze’ye kimsenin girişine izin verilmiyor. Bazıları bu insanlara da Hamas ya da İslami Cihat konusunda sorular sorulduğunu ifade ediyor. Örneğin soyadını vermek istemeyen Khaled isimli Gazzeli bir genç adam, “Mahallemde tanıdığım, üye olduğunu bildiğim birileri var mı diye bana sordular” dedi. Khaled geçen yılki Dökme Kurşun Operasyonu’nda yaralandığı için tedavisi için sık sık İsrail’e gitmek zorunda kalıyor. İsraillilere anlattıklarının zaten bilinen şeyler olduğunu söylese de istihbarat yetkililerinin nasıl çalıştığı konusunda açıklama yapabiliyor.T24.com
“Hakkınızda her şeyi bildiklerini söylüyorlar ama aslında tek bildikleri Facebook’ta paylaştığınız şeyler” diyen Khaled, böyle bilgileri paylaşmanın doğru olmadığını çünkü bu sayede İsraillilerin Gazzelileri kontrol ettiğini söylüyor. Geçen yıl İsrail, güvenlik güçlerinin Gazzelileri, militan gruplar hakkında bilgi vermedikçe şehirden çıkamayacakları yönünde uyardığı iddialarını “gülünç” bulduğunu açıklamış ve yalanlamıştı.
09.04.2010- cuma
13 Ocak 2010
İsrail’in yeni utanç duvarı
İsrail’in yeni utanç duvarı
12/01/2010
İsrail, Filistinlilerin yaşadığı Batı Şeria’dan gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla başladığı duvar inşaatına, Mısır sınırını da ekleyeceğini duyurdu.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yasadışı göçleri engellemek için Mısır’la aralarındaki sınıra duvar örülmesini öngören planı onayladı.
İsrail, Filistinlilerin yaşadığı Batı Şeria’dan gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla başladığı duvar inşaatına, Mısır sınırını da ekleyeceğini duyurdu.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yasadışı göçleri engellemek için Mısır’la aralarındaki sınıra duvar örülmesini öngören planı onayladı. Netanyahu, “Güney sınırımızdan yasadışı göçmenlerin ve teröristlerin girmesini engellemek için bu kararı aldım. Bu, İsrail’in Yahudi ve demokratik karakterini korumak için alınan stratejik bir karardır” diye konuştu.
İki ülke arasındaki 266 kilometrelik sınırdan her hafta en az 100-200 arasında kişinin geçtiği, her iki ülkenin de bu duruma engel olamadığı belirtiliyor. Geçtiğimiz yıl mayıs ayından beri Mısırlı güvenlik birimlerinin 17 kişiyi öldürdüğü, çok sayıda kişiyi de yaraladığı ifade ediliyor. İsrail’e geçmeye çalışanların başında Afrikalı göçmenler geliyor.
Afrika’nın tüm çıkış kapılarını kullanarak başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelere kaçmaya çalışan Afrikalılar, Mısır’ın çok fazla denetlenemeyen çöllerle kaplı sınırlarından rahatlıkla geçerek İsrail sınırına gelebiliyor.
Özellikle de Sina Yarımadası’nda bulunan Mısır-İsrail sınırının her iki tarafında yaşayan Bedeviler, bu geçişlere büyük paralar karşılığı lojistik destek sağlıyor. Geçmiş yıllarda İsrail hükümetinin aldığı kararlar doğrultusunda ülkeyi terk etmek zorunda kalan Türkiyeli işçiler de bir şekilde geri dönebilmek için Mısır’dan yasal olmayan geçişleri kullanmaya çalışmış, bu durum Mısır hükümetinin Türklere birtakım sıkıntılar çıkarmasına sebep olmuştu.
MISIR: BEN BİLMEM İSRAİL BİLİR
270 milyon dolara mal olması beklenen duvarın bir kısmı Gazze sınırına, bir kısmı ise güneydeki Eilat’a yakın inşa edilecek. İsrail, inşa edilecek duvarların gelişmiş gözetleme cihazlarıyla donatılacağını belirtiyor.
Mısır, konunun İsrail’in içişlerini ilgilendirdiğini belirtti. Mısır güvenlik yetkilileri, İsrail’in duvar örme planından haberleri olmadığını, duvarın İsrail topraklarında inşa edilmesi halinde bir itirazları olmayacağını söylediler. Mısır, daha önce hem Gazze’ye tünellerden giren maddeleri ve hem de İsrail’e yönelik kaçak girişini engelleyebilmek için 1979 yılında imzalanan Camp David Anlaşması’nın maddelerinde birtakım esnekliklere gidilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu anlaşmaya göre Mısır, Sina Yarımadası’nda hafif silahlarla donanmış sınırlı sayıda güvenlik birimi bulundurabiliyor ve iki ülke sınırına da en fazla 750 asker konuşlandırabiliyor.
İLK DUVAR DEĞİL
İsrail’e yönelik gerçekleştirilen intihar saldırılarının artması üzerine, İsrail 2004 yılından itibaren Batı Şeria’yı duvarlarla kapatmaya başlamıştı. 703 km olması beklenen duvarların 2010 yılında bitirilmesi planlanmıştı.
Ancak bu duvarların halen yüzde 33’üne yakın kısmının inşasına başlanmadığı belirtiliyor. 8 metre yüksekliğindeki duvarların üzeri dikenli tellerle kapatılırken, pek çok yerde de gözetleme sistemleri bulunuyor. Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler, çoğu kez bir Filistin kentinden diğerine geçebilmek için saatler süren denetimlerden sonra İsrail askerlerinin gözetimi altında özel kapıları kullanmak zorunda kalıyor.
İsrail’in benzer duvarları, kuzeydeki Suriye ve Lübnan sınırları ile doğudaki Ürdün sınırında da bulunuyor.
Mısır da Gazze’den gelebilecek muhtemel tehlikeleri önlemek ve tünelleri engellemek için geçtiğimiz ay Gazze sınırına çelik duvar örmeye başlamıştı. Konuyla ilgili olarak Ezher’den de fetva alan Mısır yönetimi, her ülkenin kendi güvenliğini sağlayabilmek için her türlü adımı atabileceğini belirtiyor.
Durumu protesto eden Filistinliler ise Mısır’ın, İsrail vatandaşlarının vizesiz olarak Sina Yarımadası’ndaki tatil bölgelerini kullanmasına izin verdiğini, kendilerini ise duvarların arkasına hapsettiğini belirtiyor.
Mısır ve İsrail arasındaki anlaşmalara göre İsrail vatandaşları, Taba’daki sınır kapısından girerek Mısır’ın dünyaca ünlü tatil bölgelerinde konaklayabiliyor. (DIŞ HABERLER)
İSRAİL UÇAĞINA LÜBNAN ATEŞİ
Lübnan ordusu, ülkenin güneyinde alçak uçuş yapan İsrail savaş uçaklarına uçaksavarlarla ateş açtı.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın güneydeki Hasbaya kasabasında bulunan muhabirine dayanarak verdiği habere göre İsrail’e ait 4 savaş uçağının alçak uçuş yapması üzerine, Lübnan ordu birlikleri, uçakların hava sahasını terk etmesi için saat 10.18 civarında uçaksavar ateşi açtı.
İsrail uçaklarının, Şebaa çiftlikleri bölgesi başta olmak üzere İsrail sınırı yakınlarındaki Lübnan toprakları üzerinde uçuş yaptığı belirtildi. İsrail uçakları, Birleşmiş Milletler kararlarını dikkat almayarak, sürekli Lübnan hava sahasını ihlal eden devriye uçuşları yapıyor. Lübnan ordusu da zaman zaman bu uçuşlara uçaksavar ateşiyle karşılık veriyor.
*http://www.evrensel.net *