Yönetmelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yönetmelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Nisan 2010

İşyeri hekimliği eğitiminin özelleştirilmesini Danıştay durdurdu

İŞYERİ HEKİMLİĞİ EĞİTİMİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNİ DANIŞTAY DURDURDU

alt

Türk Tabipleri Birliği, Çalışma Bakanlığı'nın özel hukuk tüzel kişilerine işyeri hekimliği eğitimi verme konusunda yetki vermesi üzerine bu işlem ve işlemin dayanağı olan Yönetmelik hükmünün iptali için Danıştay’da dava açtı.

Türk Tabipleri Birliği’nin üniversitelerle 20 yılı aşkın süredir verdiği eğitimler varken ve üstelik bu alanda karşılanamayan bir ihtiyaç da olmadığı halde Çalışma Bakanlığı tıp eğitiminin özelleştirilip, ticarileştirilmesi için özel bir ısrar göstermiştir. Kısa süre içinde yapılan uygulamalardan görüldüğü üzere, bu yaklaşım eğitimi amacından saptırmış ve bir kısım özel kuruluşların para kazanmasının aracına dönüştürülmüştür.

Danıştay 10. Daire tarafından 15.3.2010 tarihinde yapılan değerlendirme sonucunda, açıkça hukuka aykırı olduğu ve uygulanmasıyla telafisi mümkün olmayan zararlar doğurabileceği tespit edilen dava konusu işlemler ile dayanak Yönetmelik hükmünün yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bu kararla, şirketler, vakıflar ve benzeri kuruluşların Çalışma Bakanlığı'ndan yetki alarak işyeri hekimliği eğitimi vermesi durdurulmuştur .

Karar için... Tıklatın

01.04.2010-perşembe

http://www.ttb.org.tr/index.php/hukuk/1932-hukuk

2 Ocak 2010

‘İZLENİYORUM’ PARANOYASINA ÖNLEM

‘İZLENİYORUM’ PARANOYASINA ÖNLEM
15:19 31 Aralık 2009

Gelişen teknoloji ile birlikte “kimin kimi ne zaman aradığı, ne zaman kısa mesaj gönderdiğine” ilişkin bilgilere erişim her geçen gün kolaylaşıyor. Kıskanç eşlerin veya işverenlerin çalışanlarını izlemek için kullandığı bu yöntemlere yasak geliyor.
Takip edilmek istenen kişiye hediye edilen bir telefon veya kullandığı telefona yüklenen bir yazılım ile kolayca yapılan izleme işlemleri artık herkes tarafından yapılamayacak. Yetkili makamlar ve telekomünikasyon işletmecileri dışında üçüncü kişilerin söz konusu bilgilere ulaşmasına yasak getirilirken, telekomünikasyon şirketleri de bu bilgileri kullanıcılardan izin almadan pazarlama faaliyetlerinde kullanamayacaklar. Öte yandan yeni düzenleme ile kullanıcının hangi baz istasyonlarına bağlandığını gösteren konum bilgisine acil durumlarda ulaşılabilmesine olanak sağlanıyor.
BTK’DEN YENİ YÖNETMELİK
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Elektronik Haberleşme Sektöründe Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Gizliliğinin Korunması Hakkında Yönetmelik Taslağı hazırladı. Kurumun web sitesinde kamuoyundan görüş almak için açılan yayımlanan taslak yönetmelikte, “haberleşmenin takibi ve kaynağının tanımlanması”, “haberleşmenin son bulduğu noktayı belirlenmesi”, “haberleşmenin tarihi, zamanı ve süresini belirlenmesi”, “haberleşmenin türünü tanımlanması”, “haberleşme cihazlarını veya bunların ekipmanlarını tanımlanması” ve “mevzuatın öngördüğü hallerde mobil haberleşme cihazının konumunun tespit edilmesine” ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Haberleşmenin içeriğine ilişkin (dinleme) verilerin saklanması ise yönetmeliğin kapsamı dışında bırakılmış.
VERİLER 1 YIL SAKLANACAK
Yönetmelik kapsamında elde edilecek veriler, haberleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl süre ile ilgili işletmeci tarafından saklanacak. İşletmeciler saklanan verilerin güvenliğinden de sorunlu olacak ve “işletmeciler, yasaların yetkili kıldığı makamlarca talep edilmesi halinde, saklanan veri ve söz konusu veriye ilişkin gerekli tüm bilgilere erişimi, ilgili makam tarafından belirtilen süre içinde sağlamakla” yükümlü olacaklar.
İşletmeciler tarafından yönetmelik hükümlerine aykırı davranılması halinde, işletmecinin bir önceki takvim yılındaki cirosunun yüzde üçüne kadar idari para cezası uygulanacak. Yönetmelikte öngörülen idari para cezasının uygulanmasından önce ilgili işletmeciye, kurum tarafından verilen bir süre içerisinde yükümlülüğünü yerine getirmesi konusunda ihtarda bulunulacak. Bu süre içerisinde yükümlülüğünü yerine getirmeyen işletmeciye kurul kararıyla belirlenen oranda idari para cezası uygulanacak. İşletmecilerin şebekeleri ve sundukları hizmetler için güvenliğini sağlamak amacıyla uygun teknik ve idari tedbirleri olamasını öngören taslağa göre gerektiğinde kurum, güvenlik tedbirlerine ilişkin bilgileri isteme ve söz konusu güvenlik tedbirlerinde değişiklik talep etme hakkına sahip olacak.
ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE İZLEME YASAĞI
Taslağa göre, işletmeciler kullanıcının trafik verilerinin, arabağlantı, faturalandırma veya tüketici şikâyetleri ile faturalandırma anlaşmazlıkları çözümü için işleyebilecek. İşletmeciler pazarlama faaliyetlerinde kullanmak veya katma değerli hizmetler sunmak amacıyla ihtiyaç duyulan trafik verilerini ise kullanıcıyı bilgilendirdikten sonra ancak rızasını alarak yapabilecek. Kullanıcının iznini istediği zaman iptal etmesine olanak sağlanacak.
Trafik verisinin gizliliği esas olduğunu belirtildiği taslak yönetmelikte, üçüncü kişilerin izleme yapması şöyle yasaklanıyor:
“Elektronik haberleşme hizmetleri ve/veya şebekesi aracılığıyla gerçekleştirilen elektronik haberleşme ve ilgili trafik verisinin gizliliği esas olup, yasaların ve yargı kararlarının öngördüğü durumlar haricinde, haberleşmeye taraf olanların tamamının rızası olmaksızın, ilgili trafik verisinin üçüncü kişiler tarafından kaydedilmesi, saklanması, izlenmesi yasaktır. Elektronik haberleşme sektöründe faaliyette bulunan işletmeciler tarafından hizmetin kapsamı dışındaki amaçlar için ilgili trafik verisinin, kaydedilmesi, saklanması, izlenmesi yasaktır.”
Günümüzde basit cihazlar ve hedef telefonlara yüklenen yazılımlar yolu ile kimin kime ne zaman telefon ettiğine veya kısa mesaj gönderdiğine ilişkin bilgiler kolaylıkla elde edilebiliyor. Yönetmeliğin yayımlanmasının ardından, “hediye ettikleri telefonlar yolu ile iletişimleri” izleyen kıskanç eşlerin faaliyetleri de suç kapsamına girecek.

Acil durumda konum belirlenebilecek
Özellikle cep telefonlarının hangi baz istasyonunu kullandığının belirlenmesi ile kullanıcının konumuna ilişkin elde edilen verilerin işlenebilmesi içinde kullanıcıdan izin alınması gerekiyor. Pazarlama yöntemleri kapsamında kullanılacak konum bilgileri için “kullanıcıya, ücretsiz ve basit bir yöntemle şebekeye her bağlanışta veya her bir veri iletiminde
geçici olarak veri işlenmesini reddetme” olanağı sağlanması gerekiyor. Kullanıcının rızası dışında konum verisine ilgili mevzuat çerçevesinde ancak acil yardım çağrıları kapsamında yetkili makamların erişmesi mümkün olacak. Kaza veya tehlike durumların bildirimi amacıyla
112 ile yapılan görüşmelerde, kullanıcının nerede bulunduğu tespit edilebilecek.

Telesekreter ve SMS kâbusu bitiyor
YÖNETMELİK, kullanıcının telefon numarasına gizleme olanağı vermesinin yanında, aranan kişilerin de gizli numaralardan yapılan aramaları reddetme olanağının verilmesini öngörüyor. Öte yandan işletmecilerin kullanıcının kapsama alanın dışında veya telefonun kapalı olması durumunda gelen aramaları telesekretere otomatik yönlendirebilmesi için de kullanıcıdan izin alınmasına hükmediyor. Buna göre, “rızası olmaksızın kullanıcıya doğru yapılan aramaları başka bir numaraya veya otomatik mesaj sistemine” yönlendirilemeyecek.
Kullanıcılar kamuya açık rehberlerde yer alan bilgilerini ücretsiz olarak güncelleyebilecek. İsterse rehberden çıkabilecek. Rehberlerde yer alacak kullanıcı adı soyadı ve numarası dışındaki ek bilgiler için de izin alınacak. Pazarlama amacıyla gönderilen kısa mesajlar (SMS) için kullanıcıdan izin alınacak. İşletmeciler, istenmeyen mesajların abone tarafından basit ve ücretsiz bir işlemle reddedilebilir olmasına imkan sağlayacak ve bu mesajların engellenmesi yöntemlerine ilişkin olarak kullanıcıları açık ve detaylı bir şekilde ücretsiz olarak bilgilendirecek.


2 Kasım 2009

BİYOGÜVENLİĞİMİZ TEHLİKEDE! GDO‘LARIN TİCARETİ SERBEST BIRAKILDI !

BİYOGÜVENLİĞİMİZ TEHLİKEDE!
GDO‘LARIN TİCARETİ SERBEST BIRAKILDI !

02 Kasım 2009 Pazartesi

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" 26 Ekim 2009 günlü Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

GDO‘lar konusunda 10 yıla ulaşan bir zaman dilimi boyunca kamuoyunu aydınlatma çabası içinde olan meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, tüketici kuruluşları, çevreci kuruluşlar ve bilim insanları olarak bizler, ortaya çıkan yeni ve vahim durum karşısında, bir kez daha görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmayı görev sayıyoruz.

Yeni Yönetmelik ile GDO‘ların ülkeye girişine meşruluk kazandırılmış iken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın sanki bu ürünlerin ticareti yasaklanmış gibi bir yanlış kamuoyu algısı yaratma girişimleri, bizlerin yukarıda belirtilen görevini daha da acil bir niteliğe taşımıştır.

Bu çerçevede;

1 - Türkiye‘nin, yıllardır talep ettiğimiz doğru içerikli bir Ulusal Biyogüvenlik Yasa‘sı olmadan, GDO‘ların ticaretinin bir Yönetmelikle düzenlenmesi hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından bir skandaldır. Çünkü;

•· Yönetmelikler Yasa ve Tüzüklerin uygulanmasını göstermek üzere çıkartılırlar. Ortada bir Biyogüvenlik Yasası yokken, sözü edilen Yönetmeliğin GDO‘larla ilgili hiçbir düzenleme içermeyen Tarım, Gıda ve Yem Yasaları, 4703 sayılı Yasa ve 441 sayılı KHK‘ye dayandırılmaya çalışılması, sürecin hukuksuzluğunu olanca açıklığı ile ortaya koymaktadır.

•· Türkiye‘de yaşayan tüm yurttaşların sağlığını ve haklarını ilgilendiren bir konunun, TBMM‘de, milletin vekilleri tarafından görüşülmesi ve bir Yasa niteliğinde düzenlemeye konu edilmesi gerekirken, Bakanlar Kurulu‘nda imzaya açılan tasarının TBMM‘ye indirilmeyerek konunun Yönetmelik ile düzenlenmesi, millet iradesi ve egemenliğinin ihlalidir. Böylelikle, konunun vahim içeriği, halkın ve parlamentonun dikkatinden kaçırılmaya çalışılmaktadır.

•· GDO‘ların ticaretinin birkaç küçük istisnayla serbest bırakılması, bu alandaki kararların devlet memuru ağırlıklı bir Komite‘ye bırakılması, yine Bakanlık tarafından seçilecek uzmanlar listesinden görüş alınması gibi hükümler, halk sağlığı alanındaki tehlikenin açık görünümleridir. Siyasilerin ve şirketlerin baskısına direnebilecek bağımsız bilim otoriteleri yerine güdümlü organizasyonlar yeğleyen Yönetmelik, bundan da öte, bir Bakan talimatı ile her an değiştirilebilecek konumdadır.

Yukarda sayılan temel yanlışlıklar yanında, bebekler için risk sayılan gıdaların yetişkinler için serbest tüketime konu edilmesi, GDO‘suz gıda maddesi üreten işletmelerin bu yönde etiket kullanmalarının yasaklanması gibi hükümler ve asıl olarak GDO‘lu ürünlerin her türlü ticaretinin meşru zemine çekilmesi, Yönetmeliği kabul edilemez konuma taşımaktadır.

2 - Konunun halkın bilgisine sunulması yolunda ortaya koyduğumuz özverili çabalar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nı telaşa sürüklemiş olup, Bakanlık web sayfasında yapılan açıklamayla kamuoyu yanlış yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu alanda da gerçekleri kamuoyu ile paylaşmayı görev biliriz;

•· Bakanlık, bu Yönetmelik ile GDO‘lu tohumların Türkiye‘de kullanımının yasaklandığını ifade etmektedir. Oysa bu yasaklama, on yıla yakın bir süredir, bir Genelgeyle sağlanmaktadır. Bakanlığın hem bu durumdan hiç söz etmemesi hem de hazırlayıp Bakanlar Kurulu‘na sunduğu Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı‘nda, Hükümet sözcüsü Sn Cemil ÇİÇEK‘in de ifade ettiği üzere, GDO‘lu tohumların ekimini serbest bırakmaya çalışması, kamuoyunu yanıltma girişimlerinin açık göstergeleridir.

•· Bakanlık, işbu Yönetmeliğe aykırı davrananlara, dayanakta gösterilen yasalar çerçevesinde, izin iptali, para cezası vb. cezaların verilebileceğini belirtmektedir. Bu cezaların çoğu, ilgili yasaların GDO‘lara özel düzenleme içermemeleri nedeniyle, olayın ciddiyetiyle bağdaşır nitelikte değildir. Nitekim, hazırlanıp TBMM‘ye sevk edilmeyen Kanun Tasarısı taslağı, bu alanda açıkça hürriyeti bağlayıcı cezalara hükmetmekte idi.

•· Bakanlık, risk değerlendirmesinin, 11 kişilik bağımsız, bilimsel, teknik komite tarafından yapılacağını belirtmektedir. Oysa Yönetmelik, uzmanlar listesinden Bakanlık tarafından seçilecek Komite‘nin, TAGEM, TÜGEM, KKGM temsilcileri yanında üniversite, TÜBİTAK ve araştırma enstitüleri temsilcilerinden oluşacağını belirtmektedir. Gerek uzmanlar listesinin niteliği, gerekse hem uzmanlar listesinin hem de Komite‘nin Bakanlık tarafından seçilecek olması, bu organizasyonun bağımsız, bilimsel, teknik sıfatlarını daha baştan ortadan kaldırmaktadır.

Sonuç olarak, gen bankası niteliğindeki ülkemizin biyolojik çeşitliliği, tarım potansiyelimiz, halkımızın satın alma gücü ve tüketim alışkanlıkları değerlendirildiğinde, GDO‘lu ürünlere Türkiye‘nin ihtiyacının olmadığı, üstelik bu ürünlerin kullanımının halk sağlığı yanında halkımızın dinsel - kültürel inanç ve alışkanlıklarına da aykırı olduğu ortadadır.

Bizler, bu alanda yıllardır halk yararına çaba gösteren kurum ve kuruluşlar olarak, bir kez daha GDO‘ya Hayır diyoruz. Halkın ve ülkenin yarar ve çıkarları, şirketlerin kar hırsının üzerindedir. Ülkemiz yurttaşlarının büyük çoğunluğunun istemediği genetiği değiştirilmiş ürünlerin, ülkemizi bir genetik yıkıma sürüklememesi için, her türlü meşru mücadelenin sürdürüleceğini ve GDO‘ları yasallaştırmaya çalışanların deşifre edilmeye devam edileceğini belirtiriz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

GDO‘YA HAYIR PLATFORMU

GDO‘YA HAYIR PLATFORMU BİLEŞENLERİ

-TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası -TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
-TMMOB Peyzaj Mimarları Odası -TMMOB Mimarlar Odası
-TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şubesi
-TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
-Türk Tabibler Birliği
-Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF)
-Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF)
-Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER)
-Tüketici Hakları Derneği -Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği
-Çiftçi-SEN
-Ekoloji Kollektifi
-DOĞADER
-EKODER
-KESK Tarım Orkam-Sen
-Nilüfer Yerel Gündem 21
-Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği
-İçanadolu Çevre Platformu (İÇAÇEP)
-Marmara Çevre Platformu (MARÇEP)
-Ege Çevre Platformu (EGEÇEP)
-Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi
-Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmeleri
-İmece Evi İmece Ekoköyü Dogal Yasam ve Ekolojik Çözümler Derneği
-Imece Ekoköyü Kooperatif Girişimi
-Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
-Muratpaşa Dostları Derneği
-Konyaaltı Dostları Derneği
-Kibele Ekolojik Yaşam Kooperatifi
-PDA Pembe Domates Ağı
-Akçaeniş Köyü Çevre Kültür Kalkınma ve Dayanışma Derneği
-Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği
-Bornova Sivil Toplum Platformu (BORPLAT)
-Greenpeace Türkiye
-Sinop Çevre Dostları Derneği
-Doğu Akdeniz Çevre Bileşenleri
-Yeni İnsan Yayınevi
-Buğday Derneği
-Slowfood Yağmur Böreği Birliği
-Slowfood Fikir sahibi Damaklar Birliği
-Slow Food Gençlik Gida Hareketi
-Slow Food Ankara Birliği
-Slow Food Kars Birligi
-Boğatepe Çevre Yaşam Derneği
-Aromaterapi Derneği (AROMADER)


"