Yaşamak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaşamak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül 2010

Yaşamak; İmkansızı Sevmek Gibidir.




Foto;Kuşadasında bir sabah; güneşin doğum anı.

Yaşamak; İmkansızı Sevmek Gibidir.

Ne severken, imkansızı yaşamak,
Ne de yaşarken, imkansızı sevmek..
Y
aşama, bunlarda dahilAslında..

Hepsinden birer damla,
Bazılarından birkaç damla fazla,
Yaşamak..!
Olsada çocukça..

Çocuk olmasakta, yeniden. 
Her bayramda, renk, renk kıyafetler,
Boyalı şekerler biriktirmesekte.. 
Bunca, kahır çeken ömrümüzde,
Birbirinden güzel sevgiler;
Birbirinden, güzel dostlar, biriktiririz..
Farkında olmadan..
Yanı başımızda..!

Yıllarca, görmemiş gibi değil,
Esen seheryeli ile, gelir kokusu..
Küçük bir derenin şırıltısıdır, sevgi..

Bir gün ansızın, çalan telefon sesiyle irkiliriz..
Ve daha dün,
Konuşmuşcasına değişmemiştir, kulağımızdaki sesi.
Yitirilmemiş bir dostluğun,
Sıcaklığı, hüzünle çarpar yüreğimiz de..
Titrek sesimizin, samimiyetine güvenerek,

Ağlamaktır aslında, o an hayat..!
Duyulmasa da, içinde yükselen hıçkırıkların sesi..!
Burun direği sızlar insanın...
Göz yaşları süzülürken, yanağına..
Göz yaşlarını, durduramamak gibidir yaşam.
Akar gider, bilinmeze doğru yol alır.. 
Varsın, Olsun..!

İmkansızı sevmekmi yaşamak?
Yoksa.! Yaşamak, sevmekmi imkansızı ?

Artık, bunun yok bir önemi , 
Sevgisiz kalmış olmaktansa.!
Yıllar sonra bile, kurumamışsa göz pınarların..
İki damla yaş olur; çakmak, çakmak..
Hatıraların da, yaşlanmamışsa
 sevgin ..?
Hala.! paylaşmadınsa 
kimseyle..!
Yaşamında, güzel kalan tek yanı..!

Bundan sonrası nedir ki?
Hayat ne değildir.! bilinmez ama;

İşte, asıl imkansız olan ise;
Yaşanmış sevgin; olsa gerek..! 


H.ATA
EvcioğluHaber- 27.09.2010-pazartesi
HaberEvci-29 Şubat 2010

21 Eylül 2010

İSRAİL UÇAKLARI CAN ALIYORDU BU GÜN YİNE


İSRAİL UÇAKLARI
CAN ALIYORDU BU GÜN YİNE

EvcioğluHaber- Öyle bir dünya üzerinde yaşıyoruz ki; kendilerince inandıkları dinlerinin emirlerine uygun, güçlünün haklı olduğu mantığıyla emekçi halklar üzerinde her türlü işkencenin ve yeni teknoloji bombaların denendiği ve aynı zamanda sömürünün ve vahşetin her çeşidinin uyguladığı; çocuk bedenlerin parçalandığını seyrederek yaşandığı bir yerdir..

Çocukların ölü bedenlerini kucaklayan babaların acısını kim dindirebilirki..?

Burası Gazze buradan çıkış yok...!



"Adalet varmı? bilinmez ama; Adaletli dünyayı; İnsanların bencilliklerini, acımasızlıklarını ortadan kaldırmadan sağlamanın olanağı yoktur..!"

Bu gün akşam eve geldiğimde; Hayat TV.de yayınlanan, Filistin'de yaşanan ve İsrail uçaklarının her dakika bombalandığı günün özeti niteliğinde bir proğram seyir ettim....
Televizyon çekim yapıyordu; ama İsrail uçakları Gazze'yi bombalamaya devam ediyordu.. Gazze'de; İsrail savaş uçaklarından atılan bombaların ve roketlerin sesleriyle birlikte başlayan bir gün yaşanıyordu...

Mikrofona konuşan gençler ve çocuklar sakin görünüyordu.. Sanki; Olağan bir gün yaşanıyor gibiydi.. O gençler ve çocuklar korkuyu atmışlardı yüreklerinden... Biraz da çaresizlikten olsa gerek.. Heran bir İsrail saldırısı, atılan bir bombayla ölür gelir Hatta; acıma duygusunu bile yitirmişlerdi... Verdikleri cevap ise; "İsrail uçakları yine bir yeri bombaladı.. Ama, yakından geliyor... Buraya da gelebilirler... buradan görünmeyen biryere uzaklaşmamız lazım" diyorlardı..
Ama; o kadar kanıksamışlardıki; bomba seslerine ve peşinden duyulan siren seslerine aldırış etmiyordı.. Ambulanslar geçiyordu, ardı ardına..

Televizyon ekibi bir hastane bahçesi gibi bir yere gitmiş ve orada getirilen yaralıları çekiyorlardı..
Getirilen iki çocuk vardı.. Bunların birisi 4 yaşında, bir diğeri ise 6 yaşında olduğunu daha sonra doktorların onca çabasına rağmen kurtarılamayarak öldüklerini gösteriyordu.. Kurtarılamayarak ölen çocukların; Beyaz kefine sarıldıklarını ve morga konulurken, muhtemelen babası olduğu, çocukların soğumuş cesetlerini öperken teretdüt göstermeden ve dahası, morgun kapısı önünde diz çökmüş halde ağlarken hali acının tarifi nasıl yapılabilinirdiki.? O babanın göz yaşları içine akıtırken çaresizliğinden, bu vahşeti ve katliamı yapanlar dünyanın gözü önünde çocukları öldürmeye devam ediyordu..
İsrail uçakları bomba yağdırmaya devam ediyordu..
Ambulanslar, acı siren sesleriyle yaralıları taşımaya ve hayata tutundurmaya ve muhtemelen ölmeden yetişemeyip hastaneye getirdiği insanları morga koymaya devam ediyorlardı..!

Vucudunun biryeri kopmuş, hatta parçalanmış bedenleri ve yaralı çocukların çığlıkları yürekleri parçalar durumdaydı..
Medeni ve müreffeh dünyanın gözü önünde; Dünyaya İnsan Hakları ve demokrasi getirmek iddiası nda olanların müsadesiyle çocuklar "İsrailin Beyaz Fosfor Bombaları" ile parçalanıyor ve yanıyordu her yer...
Yine Filistin'in, Gazze bölgesinde bir olağan gün yaşanıyordu...! Kan, göz yaşı ve ölümler yaşanıyordu.. Çıldırmışlık haliydi heryer..
Allahın bile görmediği bir yerdi orası.. 50 yıldan fazladır yaşanan bu katliamı gök yüzünden hiç kimse görmüyordu...
Ey gök Tanrısı sendemi görmüyorsun, parçalanan
masum çocuk bedenlerini.? Ey insanoğlu; İnsan olmaktanmı utanıyorsun acıma duygun köreldimi senin..?
Adalet duygusu ve vicdanda vardır bilmiyorum ama; bu katliamı yapanların kendileri de bir zamanlar daha da vahim vahşete maruz kaldıklarını bilmeyen varmıdır..? Ama; ne yazık ki; bu gün kendileri daha fazlasını başka, insanlara uyguluyor..
Onlar için bu katliam yahudi halkını birara da tutma yöntemi olabilirmi? bilinmez ama: Kan kusan uçaklar susmaya ve havadan atılan bomba sesleride kesilmeye başladığında, akşam olmuştu...! Yine bir gün daha bitti derken sokak saldırıları başlamıştı.. Gazze'de..

Filistin'e kaç km. uzaktayım ölçmediğim için bilmiyorum ama; o proğramı yarıda kesip; bu yazıyı yazmak ve yaşanan katliamın ortağı olmamak adına bu durumu sizlerle paylaşmak istedim...!

Sizlerinde çevrenizde yaşanan olumsuzluklara duyarsız kalmamanız için, ilgil ve sorumlu olmanızı diliyor, güzel günlerde yaşamanız dileğimi tekrarlıyorum..
Hitlerin fırınlarda yaktığı Yahüdü çocukların bedenleri ne kadar çocuksa? Filistinli çocukların bombalarla parçalanan bedenleri o kadar çocuk ve Mausum..!

"Dünyadan zalimler yok oluncaya dek ve Adaletin tüm dünyayı sardığı bir günde insan olarak buluşmak, yaşamak dileği ile.."



21.09.2010 Salı


*****




fotoğraf: habername.com


*******


EvcioğluHabe

9 Haziran 2010

Ne beklersin Yarını



Ne beklersin Yarını

Zaman kötü, ne getirir bilinmez.!
Gelecek bir gün..
Güzel günler, göreceğiz çocuklar
Diyor, şair ama,
Olabilir mi? belki olacak .!.

Yine de biraz umutsuzca,
Olmazsa eğer;
Yinede, beklemek pek kolay olmayacak...
Belki yarın; belki,yarından erkendir
Gün doğarken gelecek,
Güzel günler olsada ufukta;
Yinede, bekleyebilirmiyim.
O şüpheli işte..
İşte,en çokta o bir gün..
Ufuk çizgisi, çok uzak bana..!
Güzel günlerin gelmeyeceğinden
Beni çok bekleteceğinden korkuyorum..
Çabuk olacaksa, iyi olur.
Beklemeye, belki kalmayacak zaman..
Hani, benim için hava hoş..
Yaşamaktan değil ama;
Gelmeyecek güzel günlerin,
Yokluğundan korkuyorum..

Elbet; umutsuzda olmayacaksın.
Umutsuzluk, ekmeyeceksin bahçene,
Yüreğini sıcak tut gülüm..
Ferah ol,sen yaşamana bak..
Desende, kendi kendine..!
O kadar kolay olmayacak, seni beklemek..
Güzel günler aşkına, bekle..!
Sonsuzluk, sonu bilinmeyendir..
Bilinmeyen bir yol ise; hayat,
Kuzey rüzgarlarıyla, esipte geçer,
Ilık bir akşam üstü, düşer dağın gölgesi..
Toz bulutları sarar, gün biter, kararır gece..
Getirdikleriyle, yola devam etmekse yaşam
Bu hayatta, nedir benim olan katkı.?
Ezberlenmişi tekrar etmekse..
Nedir bizi yoran gün.?
Yoksa; ölesiye bir hayat mücadelesi!
Bize ait , ne varsa güzel olan..
Güzel olduğuna bizi inandıran,
Tekrar değilse ,yaşananlar..
Düşünme, yürü üstüne, üstüne.!
Özgürlüğüne kast eden, her kimse!
Hayat senin hayatın..
Dilediğin gibi yaşa .
Beklemekse büyük bir zaman kaybı.!
Eğer gelecekse, beklenen gün,
Kendi de gelir, ansızın..
Getirirler , bir gün güzel günleri ..
Onca çirkinlikler yaşansada..
Bir sabah, Güzellik yaşanacak, dünyada..
Sen, olmasanda, düne inat,

Haydar ATA
09.06.2010

12 Ocak 2010

yaşamak şakaya gelmez

" Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın.
Bir sincap gibi mesela;
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde
hiçbir şey beklemeden,

Yani, bütün işin gücün
yaşamak olacak.."

*Nazım Hikmet RAN*